13 Şubat 2013 Çarşamba

TECVİD BİLGİLERİ KISA NOTLAR


TECVİD

TECVİD’İN TANIMI

Sözlükte; Bir şeyi süslemek”, “güzel ve hoşça yapmak” anlamlarına gelir.

Istılahta; "Kur'an-ı Kerim'i güzel bir biçimde okumak için uyulması gereken kuralları içeren ilim” dir.

وَ هُوَ اِعْطاَءُ الْحُرُوفِ حَقَّهاَ مِن كُلِّ صِفَةٍ وَمُسْتَحَقَّهاَ وَ رَدَّ كُلِّ وَاحِدٍ لاَصْلِهِ

“Harflerin lâzımî ve arızî sıfatlarının hakkını vererek her bir harfi mahrecinden çıkartmaktır.”

TECVİDİN KONUSU

Kur'an-ı Kerim'in harflerinin ve kelimelerinin, dilin fonetiğine uygun ve kulağa hoş gelen biçimde seslendirilmesi için öngörülen kurallardır.

Buna göre tecvit, harflerin çıkış yerleri, sıfatları, idğam, ğunne, uzatma, kalkale, izhar vb. konuları içerir.

TECVİDİN İLGİ ALANI KUR’AN-I KERİM’DİR

TECVÎDİN GAYESİ VE AMACI


Tecvit, Kur’an’ın, Arapçanın fonetiğine uygun olarak, belli bir ses ahengi ve düzeni içinde güzel bir biçimde okunmasını amaçlar. İlahî kelâmın okunuşunda, dili her türlü hatadan korumaktır. Bu haber adresinden kopyalanmıştır


Kur'an'ı güzel okumak, dinleyen üzerinde olumlu bir etki uyandırır. Nasıl güzel okunan bir şiir/ezgi, notasına uygun icra edilen bir musikî, dinleyenleri etkilerse, güzel okunan Kur'an da dinleyenleri olumlu yönde etkiler. Onlarda güzel duyguları uyandırır. Bu bakımdan Kur'an'ın güzel okunması, Müslümanların geleneğinde çok önemli görülmüştür.

TECVİDİN HÜKMÜ

Kur’an’ı Kerim’in tecvitli okunması farzdırBu haber 


Namaz kabul olacak kadar Kur’an’ın tecvitli okunması farz-ı ayn,

Kur’an’ın tamamının tecvitli okunması farz-ı kifayedir.
TECVİD İLMİNDE LAHN (OKUYUŞ HATASI)


Hata etmek ve doğrudan sapmak gibi manalara gelir. Tecvid ilminde: Tecvid kaidelerine uymamaktan meydana gelen hata demektir. İki kısma ayrılır:

LAHN-I HAFİ: Küçük ve gizli hatadır ki ancak tecvidi iyi bilen, kuran ve kıraat ilmi konusunda ehil olan kimselerin fark edebileceği hatalardır. 

a) İhfayı, idğamı, iklabı, izharı yerine getirmemek, vacip medleri eksik çekmek, yahut medd-i tabiiyi fazla uzatmak gibi. Bu hataları yaparak okumak tahrimen mekruh olarak kabul edilmiştir. Bu haber 


b) “ra” harfindeki tekrir sıfatında, “nun” ve “mim”deki ğunne sıfatında (ifrad ve tefride kaçmak) hata etmek, lam harfini ince okunması gereken yerde kalın okumak, ra’yı kalın okunması gereken yerde ince okumak gibi. Bu türden lahn-ı hafi tenzihen mekruh olup okuyuşu bu tür hatalardan korumak müstehaptır. Bu habe


LAHN-I CELİ: Ağır ve açık hata demektir. Kur’anı okuyabilen herkesin kolaylıkla fark edip anlayabileceği derecedeki hatalı okuyuşlardır.

a) Harflerin mahreç veya sıfat-ı lazimelerini bozmak. (خَلَقَ) yarattı (حَلَقَ) traş etti, (صِراَطَ)yerine (صِراَدَ) okumak

b) Harekelerde yapılan hatalar. (اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ) تَ yi ötreli veya esreli okumak gibi. (لِلَهِ) yerine(لِلَّهُ) demek. 


c) Kelimede bir harf ziyade etmek veya eksiltmek. (لَمْ يَلِدْ) yerine (لَمْ يَلِيدْ) gibi.

d) Medd-i tabiî’leri terk etmek. (قاَلَ) yerine (قَلَ) gibi.

e) Harekeyi sukûna, sukûnu harekeye çevirmek. (اَلْحَمْدُ) yerine (اَلِحَمْدُ) gibi.


Bu gibi hatalar vuku bulduğunda, ibarede mana ister bozulmuş olsun ister bozulmasın lahn-ı celi olarak kabul edilmiştir. Bir müslümanın kuranı lahn-ı celiden kurtaracak kadar tecvidi uygulaması farz-ı ayn olduğuna göre lahn-ı celi yapan fahiş bir hata ve haram işlemiş olur. Çoğu zaman namaz bozulmuş olur. 
HARF-İ MED

Sözlükte med: “Uzatmak” demektir.

Istılahta: Med veya lin harflerinden birisi ile sesi uzatmaya med denir.

Tecvid ilminde : Bazı şartlarla kendisinden önceki harfi, harekesi doğrultusunda uzatmayı sağlayan harfe “Harf-i med” denir. Ve med harfleri üç tanedir

Vav ( و), Ye ( ي) , Elif ( ا)



MEDD-İ TABİİ (Asli med, zati med, tabii med)

Bir kelimede harfi med bulunup sebebi med bulunmaz ise medd-i tabii olur
VAV ( و)'IN HARF-İ MED OLABİLMESİ İÇİN

Kendisi sakin (harekesiz), Makabli mazmûm (ötreli) olunca harfi med olur ve sesi (uzattığı harfin kalın veya ince olmasına göre) “ü” veya “u” istikametinde uzatır. 


رَسُولٌ ، أَعُوذُ ، غَفُورٌ ، نُورٌ ، غَيْرِ الْمَغْضُوبِ ، يَقُومُ ، نَتُوبُ

YE ( ي) ‘NİN HARF-İ MED OLABİLMESİ İÇİN

Kendisi sakin, Makablinin meksûr (esreli) olunca harfi med olur ve sesi “i” istikametinde uzatır.

أَلَّذِينَ ، يَسْتَوِي ، نَسْتَعِينُ ، فِي تَضْلِيلٍ ، تَرْمِيهِمْ ، مَجِيدٌ ، قِيلَ

ELİF ( ا )’İN HARF-İ MED OLABİLMESİ İÇİN

Kendisi daima sakin bir harftir. Makabli meftuh (üstün) olunca med harfi olur ve sesi (uzattığı harfin kalın veya ince olmasına göre) “e” veya “a” istikametinde uzatır.
مَالِكِ ، رَبَّنَا ، لَهَا ، وَ لاَ خَوْفُ ، غَاسِقٍ ، إِذَا ، عَابِدٌ ، شَاهِدٌ ، رَاشِدٌ
ZAMİR “DAMİR”

Tecvîd ilminin konusu olan zamir, Huve ( هُوَ ) lafzı olup, bu zamirin hangi durumlarda uzatılarak, hangi durumlarda da uzatılmayarak okunacağıdır.

A) Zamirin Med/SILA Yapılarak (Uzatılarak) Okunduğu Yerler:

1- Eğer zamirden önceki harfin harekesi üstün ( ـَـ )veya ötre ( ـُـ )olursa, vasl halinde (geçiş durumunda) zamir ötreli olarak sonunda med harflerinden vav ( و ) varmış gibi “Û” sesiyle uzatılarak okunur.

إِنَّهُ = إِنَّهُو ، صَاحِبُهُ = صَاحِبُهُو ، مَا لَهُ = مَا لَهُو ، رَبُّهُ = رَبُّهُو

2- Eğer zamirden önceki harfin harekesi esre ( ـِـ )ise vasl halinde zamir esreli olarak sanki sonunda med harflerinden yâ (ي ) varmış gibi “Δ sesi ile uzatılarak okunur.

بِهِ = بِهِي ، مِنْ قَوْمِهِ = مِنْ قَوْمِهِي ، لِوَلِيِّهِ = لِوَلِيِّهِي ، رَبِّهِ = رَبِّهِي

B) Zamirin Kasredilerek/Adem-i sıla (Uzatılmadan) Okunduğu Yerler:

1- Zamirden önceki harf med harflerinden biri ise zamir vasl halinde bile uzatılmadan okunur.

فِيهِ ، خُذُوهُ ، وَ اجْتَبَاهُ ، وَ هَدَاهُ ، آتَيْنَاهُ ، لأَخِيهِ

2- Zamirden önceki harf sâkin (harekesiz), yani cezmli bir harf ise zamir vasl halinde yine uzatılmadan okunur. Bu haber

إِلَيْهِ ، عَلَيْهِ ، حَمَلَتْهُ ، مِنْهُ ، فَاعْبُدْهُ ، يَأْخُذْهُ ، فَبَشِّرْهُ

3- Zamirden sonra gelen harfin harekesi yoksa zamir vasl halinde yine uzatılmadan okunur.


بِهِ اْلإِلَهُ ، لَهُ الْمُلْكُ ، أَنَّهُ الْحَقُّ ، كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ

Not: Tabiî medde, med harfleri her zaman açık olarak görülmez. Kur'an-ı Kerim'de bazı üstünlü harfler, kendilerinden sonra elif varmış gibi uzatılarak okunur. Okunması kolay olsun diye bu harflerin üzerine dik ve kısa bir uzatma işareti (') konur. kopyalanmıştır


إِبْرَهِيمَ إِسْحَقَ هَرُونَ وَلَكِنْ طَهَ


Zamirin Kaideler Dışında Okunduğu İstisnâî İki Durum Vardır

1. Kaideye uymasına rağmen Zümer 7. âyetinde geçen ( يَرْضَهُ لَكُمْ ) ibaresindeki zamir uzatılmadan, yani kasredilerek okunur. Bu habe

2. Furkan 69. âyetinde yer alan ( فِيهِ مُهَانَا ) lafz-ı celîlindeki zamir, kendinden önce med harfi geliyor olmasına rağmen Âsım kırâatında Hafs burayı ( فِيهيِ مُهَانَا ) şeklinde uzatarak okumuştur. Bunun iki sebebi varıdır. Birincisi: Manasındaki dehşetli azaba tenbih ve ikaz içindir. İkincisi: Zamir ( هـ )’nin esresinden sonra mîm (م) harfinin ötresine süratle geçmekte ortaya çıkan güçlük ve külfeti kaldırmak içindir.

Bunlardan başka zamirle alakası olmadığı halde yazılış itibariyle zamire benzeyen he (( ه ، ـه ) هـ ) harfleri vardır. Bunlar bulunduğu kelimenin asıl harflerinden olduğu için uzatılmadan okunurlar. Kur’ân’daki bu kelimelerin tamamı şunlardır:

فَوَاكِهُ ، لَمْ يَنْتَهِ ، وَ مَا نَفْقَهُ ، لَمْ تَنْتَهِ ، وَجْهُ أَبِيكُمْ
MEDD-İ TABİİ’NİN HÜKMÜ

Medd-i Tabiinin bir elif miktarı uzatılması vaciptir.

İster mana bozulsun isterse bozulmasın doğru yapılmazsa haram işlenmiş olur.

Bir elif miktarı, sesi iki hareke okuyacak kadar uzatmak demektir ki bu da bir saniye kadar bir süredir. (Bu harekenin birisi med harfinden önceki harfe, diğeri ise med harfine aittir.
) Bu da elif diyecek kadar, elif yazacak kadar zaman ya da bir parmak kaldırıp indirecek kadar zaman miktarı, olarak kabul edilir.
 Fem-i muhsinden öğrenmek gerekir. Bu ölçüden daha az veya çok uzatılması caiz değildir.

وَلَا تَشْتَرُوا بِاٰيَاتى ثَمَنًا قَليلًا وَاِيَّاىَ فَاتَّقُونِ

وَالَّذينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا اُولٰـئِكَ اَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فيهَا خَالِدُونَ

وَمِنْهُمْ مَنْ يَسْتَمِعُ اِلَيْكَ وَجَعَلْنَا عَلٰى قُلُوبِهِمْ اَكِنَّةً اَنْ يَفْقَهُوهُ وَفى اٰذَانِهِمْ وَقْرًا وَاِنْ يَرَوْا كُلَّ اٰيَةٍ لَا يُؤْمِنُوا بِهَا حَتّٰى اِذَا جَاؤُكَ يُجَادِلُونَكَ يَقُولُ الَّذينَ كَفَرُوا اِنْ هٰـذَا اِلَّا اَسَاطيرُ الْاَوَّلينَ


SEBEB-İ MED

Harf-i medden sonra gelip, asli meddi (yani bir elif miktarı olan tabii meddi) bir elif miktarından daha fazla çekmeyi gerektiren harf ve alamete (Bu harf Hemze, alamet ise Sükûn’dur. ) “Sebeb-i med” denir. Sebeb-i med iki kısma ayrılır:

1.Hemze: Şekil itibariyle elife benzeyen ve hareke alan bütün harfler hemzedir. Kelime başında uzun hemze (ا), kelime ortası veya sonunda kısa (kırık) hemze (ء) şeklinde yazılır.

2.Sükûn: Harekesizlik demektir, alameti de cezim ( —ْ ) dediğimiz işarettir. 
Harekesiz harfe “sakin harf” denir. Med harflerinin özel bir işarete ihtiyacı yoktur.

Hemze

Şekil itibariyle elife benzeyen ve hareke alan bütün harfler hemzedir. Kelimelerin öncesinde yer alan hemze Vasıl ve kat’ hemzesi olmak üzere ikiye ayrılır.

A. Vasl Hemzesi: Kendileri ile başlandığında okunan, kendilerinden önce harekeli bir harf geldiğinde ise okunmayan hemzelere denir. Vasıl hemzeleri şunlardır:

1. Sülasî fiillerin emri hazırlarının hemzeleri; اِفْتَحْ

2. İster sülâsi olsun ister rubâî olsun mezid fiillerin - اِفْعَالٌ babı hariç- mazi fiilleri, mastarları ve emri hazırlarının başındaki hemzeleri; اِقْترَبَ اِسْتَمْسَكَ،

3. اِثْنيَ ْ، اِمْرَاَةٌ ، اِمْرُؤٌ ، اِبْنَةٌ ، إِبْنٌ ، إِسْمٌ kelimelerinin müfred ve tesniyelerinin hemzeleri;

4. Harfi tarifin (ال) hemzesi;

B. Kat’ Hemzesi: Hem yazıda hem de okunuşta bulunan, gerek vasıl gerek vakıf halinde değişmeyen, sabit kalan hemzelere denir. Med sebebi olan hemze kat’ hemzesidir.Hemze-i Kat’lar şunlardır:

1. İstifham hemzeleri; قُلْ أَأِتخَّذْتمُ قل أتخذتم 

2. Mütekellim vahdeh fiilinin hemzesi; أَبْتَغِي حَكَماً

3. İf’al babının hemzesi, فَأَكْرَمَهُ

4. Teaccub fiilinin hemzesi, وأَسمِْعْ

5. İsm-i tafdil hemzeleri; أَكْبَرُ

6. Efâl vezninin sıfâtı müşebbehelerin hemzeleri; أَصْفَرُ

7. Fiillerden türetilmiş isimlerin hemzeleri; أحمد

8. Kırık çoğulların hemzeleri; أنفس

9. Zamirlerin hemzeleri; أنا ، أنت ، إياك
İKİ ÇEŞİT SÜKUN VARDIR
1.Ârızî (geçici sükûn): (sükûn-i ârız)

Herhangi bir yerde durulduğu zaman ortaya çıkan, geçildiğinde kaybolan sükûndur.



2.Lâzımî (kalıcı sükûn) : (sükûn-i lâzım)

Kur'an okunurken hem geçildiği, hem de durulduğu zaman okunan sükûndur. Cezimli ve şeddeli harflerdeki sükûn lâzımî sükûndur. 






MEDD-İ MUTTASIL


Bir (aynı) kelimede, harf-i medden sonra, sebeb-i medd olan hemze gelirse “Medd-i Muttasıl” olur.

جَاءَ Medd-i muttasıldır. Çünkü “cim”i çeken harf-i medden elif var. Sebeb-i medden de hemze var. İkisi de aynı kelimede yan yana geldikleri için “medd-i muttasıl” olmuştur.

يَسُومُونَكُمْ سُوءَ الْعَذَابِ يُقَتِّلُونَ اَبْنَاءَكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَاءَكُمْ وَفى ذٰلِكُمْ بَلَاءٌ مِنْ رَبِّكُمْ عَظيمٌ

وَعَلَّمَ اٰدَمَ الْاَسْمَاءَ كُلَّهَا ثُمَّ عَرَضَهُمْ عَلَى الْمَلٰئِكَةِ فَقَالَ اَنْبِٶُنى بِاَسْمَاءِ هٰـؤُلَاءِ اِنْ كُنْتُمْ صَادِقينَ

اِذَا جَاءَ نَصْرُ اللّٰهِ وَالْفَتْحُ

ايلَافِهِمْ رِحْلَةَ الشِّتَاءِ وَالصَّيْفِ


MEDD-İ MUTTASIL’IN HÜKMÜ
Medd-i muttasılın uzatılması (en az iki elif) vacibtir.

Bütün kıraat imamları aslî med üzerine ziyade hususunda ittifak etmişlerdir. Ancak bu ziyadenin ne kadar olacağında (iki ila dört elif arasında) ihtilaf etmişler.

Medd-i muttasıl, İmam Asım Kıraati ve Hafs rivayetinde 4 elif miktarı uzatılır.

Not: vakıf yapıldığında bazen muttasıl ile arız aynı kelimede oluşur. Bu durumda kuvvetli olan (vacip) muttasıl arıza tercih edilir.
MEDD-İ MUNFASIL

Harf-i medden birisi kelimenin sonunda, sebeb-i medden hemze de müteakip kelimenin başında (ikisi de ayrı ayrı iki kelimede) yan yana bulunursa, “medd-i munfasıl” olur.



َيَا أيُّهَا harf-i medden ye’yi çeken elif, أيُّهَا lafzının başında da sebeb-i medden hemze gelmiş ve elif ile hemze ayrı ayrı kelimelerde, yan yana bulundukları için Medd-i Munfasıl olmuştur.

قَالَ يَا اٰدَمُ اَنْبِئْهُمْ بِاَسْمَائِهِمْ فَلَمَّا اَنْبَاَهُمْ بِاَسْمَائِهِمْ قَالَ اَلَمْ اَقُلْ لَكُمْ اِنّى اَعْلَمُ غَيْبَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَاَعْلَمُ مَا تُبْدُونَ وَمَا كُنْتُمْ تَكْتُمُونَ

اِنَّ اللّٰهَ لَا يَسْتَحْيى اَنْ يَضْرِبَ مَثَلًا مَا بَعُوضَةً فَمَا فَوْقَهَا فَاَمَّا الَّذٖينَ اٰمَنُوا فَيَعْلَمُونَ اَنَّهُ الْحَقُّ مِنْ رَبِّهِمْ وَاَمَّا الَّذينَ كَفَرُوا فَيَقُولُونَ مَاذَا اَرَادَ اللّٰهُ بِهٰـذَا مَثَلًا يُضِلُّ بِه كَثيرًا وَيَهْدى بِه كَثيرًا وَمَا يُضِلُّ بِه اِلَّا الْفَاسِقينَ

قُلْ يَا اَيُّهَا الْكَافِرُونَ ﴿١﴾ لَا اَعْبُدُ مَا تَعْبُدُونَ ﴿٢﴾ وَلَا اَنْتُمْ عَابِدُونَ مَا اَعْبُدُ ﴿٣﴾ وَلَا اَنَا عَابِدٌ مَا عَبَدْتُمْ ﴿٤﴾ وَلَا اَنْتُمْ عَابِدُونَ مَا اَعْبُدُ ﴿٥﴾ لَكُمْ دٖينُكُمْ وَلِىَ دٖينِ ﴿٦﴾

MEDD-İ MUNFASIL’IN HÜKMÜ
Medd-i munfasılın (medd-i tabiînin medd miktarından fazla) uzatılması, caizdir. (Kıraat imamları asli med üzerine ilave edip etmemede ve edilen ilavenin miktarında ihtilaf etmişlerdir)

Medd-i munfasıl, İmam Asım Kıraati ve Hafs rivayetinde 4 elif miktarı uzatılır.

Not: Meddi Munfasıl’a, El-Meddu’l Fasl / El-Meddu’l Besd (iki kelimeyi birbirinden ayırdığı için), El-Meddu’z-Zaid (asli med üzerine ziyade edildiği için), El Meddu’l-İ’tibar (iki kelime bir kelim olarak kabul edildiği için), El Meddu’l-Caiz (kasır ili okunup okunmamasında ihtilaf edildiği için) gibi isimler de verilmiştir. 

MEDD-İ LAZIM



Sözlükte: "Lüzumlu, gerekli" manasına gelir.

Bir kelimede, harf-i medden sonra sebeb-i medden sükûn-i lazım gelirse "medd-i lazım" olur.
Bu örnekte dat ( ض ) harfini çeken harf-i medden elif ( ا ), sebeb-i medden ise lâm ( ل ) harfinin üzerindeki şeddenin (ـّـ) sükûn-ı lâzımı vardır. Bu sükûn ister geçelim ister duralım kesinlikle var olan ve asla değişmeyen, kelimenin aslından olan bir sükûndur. Yani bu ibarenin aslı (وَلاَالضَّالْلِينَ ) şeklindedir. 

Medd-i lazım dört bölümde incelenir.

Kelime-i Müsekkale / Muhaffefe /Harf-i Müsekkale / Muhaffefe 

1. Medd-i lazım kelime-i müsakkale :

Harfi medden sonra, sebeb-i med olan sükun-i lazım, şeddeli yani idğamlı ise buna “Medd-i lazım kelime-i müsakkale ” denir.

وَلاَالضَّالِّينَ ، لاَ تُضَارُّ ، قَالَ أ َتُحَاجُّونَنَا ، وَ مَنْ يُشَاقِّ اللَّهَ

2. Medd-i lazım kelime-i muhaffefe: 

Harf-i medden sonra, sebeb-i med olan sükun-i lazım, cezim ise buna “Medd-i lazım kelime-i muhaffefe” denir. Sadece yunus suresi 51 ve 91. ayetlerde vardır.

آلْئنَ

Not: bu kelime teshil ile de okunabilir.

3. Medd-i lazım harf-i müsakkale: 

Harf-i medden sonra, sebeb-i med olan sükun-i lazım, şedde ise buna “Medd-i lazım harf-i müsakkale” denir. Sadece huruf-i mukataalarda olur. Sin ve lam harfleri.

الم (أَلِفْ لآمِّيمْ ) , (مِيمْ طسِينْ ) طسم

4. Medd-i lazım harf-i muhaffefe: 

Harf-i medden sonra, sebeb-i med olan sükun-i lazım, cezim ise buna “Medd-i lazım harf-i muhaffefe” denir. Sadece huruf-i mukataalarda olur.
ق( قَافْ ) ، ص ( صَادْ ) ، يس ( يَاسِينْ ) ، ن ( نُونْ ) ( مِيمْ ) الم


MEDD-İ LAZIMIN HÜKMÜ
Bütün imamlar aslî med üzerine ilave etmede ve bu ilavenin miktarında (4 elif miktarı uzatılır) ittifak ettikleri için “vacip”tir. En kuvvetli med de budur.

MEDD-İ ÂRIZ


Lugatte arız: "Önce yokken sonradan gelip çatan, musallat olan“ gibi manalara gelmektedir.

"Bir kelimede, harf-i medden sonra sebeb-i medden sükûn-i ârız (durulduğunda ortaya çıkan, geçildiğinde kaybolan) yan yana gelirse “medd-i ârız” olur.


( يَعْلَمُونَ ) Medd-i ârızdır. Çünkü mim'i çeken harf-i medden vav var. Durma anında sebeb-i medden de nun'un sükûn-i ârızı var. Binaenaleyh, medd-i ârız olmuştur.


MEDD-İ ÂRIZ’IN HÜKMÜ

Medd-i ârızın uzatılması caizdir. Medd-i arızın med miktarındaki vecihler, üzerinde sükûn-i ârız gerçekleşen harfin, aslî harekesine göre değişmektedir.

Not; medd-i arız; harf-i medden sonra gelen harf üzerinde durulduğu zaman meydana gelmektedir. Ancak durulmayıp, geçilecek olursa, sükûn-i arız kalktığından medd-i arız da ortadan kalkmış olur. Bu 
Bu durumda medd-i tabii olur.


l- Eğer sükûn-i arızın üzerinde yapıldığı harfin aslî harekesi üstün ise, bu durumda bütün kıraat imamlarına göre 3 vecih (3 şekilde okuma) caizdir.

a) Tûl (uzun okuyuş); Bu durumda 4 elif miktarı uzatılarak okunur.

b) Tevessut (orta okuyuş); Bu durumda 2 veya 3 elif miktarı uzatılarak okunur.

c) Kasr ( kısa okuyuş ); Bu durumda 1 elif miktarı uzatılarak okunur.

يَعْلَمُونْ يَعْلَمُونَ

2- Eğer, üzerinde sükûn-i arız vaki olan harfin aslî harekesi esre ise, 4 vecih(4 şekilde okuyuş) caizdir.

a. Tûl, (4 elif)

b. Tevessut. (2-3 elif)

c. Kasr, (1 elif)

d. Kasr ile revm.

اَلرَّحِيمِ اَلرَّحِيمْ

3- Eğer, üzerinde sükûn-i arız vaki olan harfin aslî harekesi ötre olursa 7 vecih ( 7 şekilde okuyuş) caizdir.

a. Tul,

b. Tevessut,

c. Kasr,

d. Tûl ile işmam,

e. Tevessut ile işmam,

f. Kasr ile işmam,

g. Kasr ile revm.

نَسْتَعِينْ نَسْتَعِينُ

REVM 


Sözlükte , "taleb etmek, istemek" demektir.

الّرَوْمُ طَلَبُ الْحَرَكَةِ بِصَوْتٍ خَفِيٍّ

Tecvid ilminde: "Gizli ses ile harfin harekesini taleb etmeye, yani harekeyi hafif bir sesle okumaya "Revm" denir. Bu durumda, esre harekesinin çok azı kalır.(Üçte biri kadar)

Not; 1. Revmin nasıl yapılacağını, fem-i muhsinden öğrenmelidir. 

2. Revm, harekenin durumunu açıklamak için yapılan bir beyandır. Bunu gözleri görmeyen âmâlar, kulakları vasıtasıyla idrak edebilirler. Vakıf halinde ötre ve esrede yapılır.


İŞMAM

Sözlükte "koklatmak" manasına gelir.

إِشَارَةً إِلَي الضَّمِّ اَلاِشْماَمُ اِنْضِماَمُ الشّفَتَيْنِ بَعْدَ السُّكُونِ

“Sükundan sonra ötre harekesine işaret ederek dudakların ileriye doğru toplanması, yumulmasıdır.” Sağırlar için yapılır. Sadece ötrede olur.

Asım Kıraatında Yusuf süresindeki: (لاَ تَأْمَنَّا) dan başka yerde işmam yapılmamıştır. Aslı لاَ تَأْمَنُنَا dır. 


“Revm” de hiç yapılmamıştır. Sonu tenvinli kelimelerde (يَوْمَئِذٍ) arızı harekelerde (وَأَتُوا الزَّكَاةَ) müenneslik “ta”larında (قِيَامَةٌ) cemi mimlerinde (لَهُمُ البُشْرَي) revm ve işmam yapılmaz. 

MEDD-İ LİN

Lîn kelimesi, mülâyemet ve yumuşaklık anlamlarına gelir. “Harf-i Lîn”,kendilerinden önceki harfin harekesi üstün (ـَـ) olan ve kendileri de sâkin durumda olan vav (و) ve yâ (ي) harflerine denir.

Bir kelimede kendilerinden önceki harfin harekesi üstün olan ve kendileri sâkin halde bulunan vav ve yâ harflerinden (harf-i lînden) sonra sebeb-i medden sükûn geldiği zaman “Medd-i Lîn” meydana gelir. Medd-i Lîn’deki sükûnun lâzimî veya ârizî olması arasında fark yoktur.



لإِيلآفِ قُرَيْشٍ ، إيلآفِهِمْ رِحْلَةَ الشِّتَاءِ وَ الصَّيْفِ ، فَلْيَعْبُدُوا رَبَّ هَذَا الْبَيْتِ ، مِنْ خَوْفٍ ، وَ لاَ نَوْمٌ ، أَلَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِالْغَيْبِ ، إِصْلَوْهَا الْيَوْمَ

( قُرَيْشٍ ) kelimede kendisinden önceki harfin harekesi üstün olan ve kendisi de sâkin bir halde olan yâ (ي) harfi vardır. Bu tür yâ (ي) harfleri harf-i med değil, harf-i lîn olmaktadır.

Kelimenin sonunda vakfedecek (duracak) olursak şin ( ش) harfi de sâkin olacağı için sebeb-i medden sükûn-ı ârız ortaya çıkacak ve böylece Medd-i Lîn gerçekleşecektir. Ancak bu kelimede durulmadan geçilecekse Medd-i Lîn yapılmaz.


MEDD-İ LİNİN HÜKMÜ

Harfi lîn’den sonra gelen süküneğer sükûn-i lazım ise; bu durumda iki vech caizdir. Tûl, Tevassut. Ancak tûl ile okumak daha faziletli görülmüştür. Ku’an-ı Kerim’de bu tip sûkün iki yerde bulunmaktadır. Meryem sûresi başında bulunanكهيعص ikincisi şura suresinin başında عسق da bulunan ع dir.

Harf-i lîn’den sonra gelen sükün, sükû-iü ârız ise; bu durumda medd-i ârızda olduğu gibi, ârız sükünun bulunduğu harfin aslî harekesine (Üstün 3, esre 4, ötre 7 vecih) bağlıdır. اليوم عينين Medd-i lîn’de med ölçüleri diğer medlere nazaran biraz daha eksik olarak kabul edilmiştir. Lîn harflerinin medlerinin az oluşu dolayısıyla tûl üç, tevassut iki, kasr bir elifi ifade eder.
TENVİN VE SÂKİN NÛN’UN HÜKÜMLERİ




İHFA


Lügat’ta: Örtmek, gizlemek ve saklamak anlamlarındadır.

İhfâ, tenvîn veya sâkin nûndan sonra İhfâ Harfleri denen on beş harfin gelmesi durumunda tenvîn veya sâkin nûnu açıktan söylemeyip gizleyerek okumaya denir.

ت ، ث ، ج ، د ، ذ ، ز ، س ، ش ، ص ، ض ، ط ، ظ ، ف ، ق ، ك

صِفْ ذاَ ثَناَ جُودَ شَخْصٍ قَدْ سَماَ كَرَماَ ضَعْ ظاَلِماَ زِدْ تُقاَ دُمْ طاَلِباً فَتَرَي

اَلْاِخْفاَءُ حاَلَةٌ بَيْنَ الْاِظْهاَرِ وَالْاِدْغاِمِ عاَرِيَةٌ عَنِ التَّشْدِيدِ مَعَ بَقاَءِ الغُنَّةِ

“İhfâ, şeddeden uzak bir şekilde, izhâr ile idğâm arası ğunneli bir okuyuştur”.


İHFANIN HÜKMÜ

İhfanın hükmü vaciptir. Bütün kıraat imamları 15 harften sonra tenvin veya nun-i sakin gelince ihfa yapma hususunda ittifak etmişlerdir.

İhfanın tutulma üresi 1,5 elif miktarıdır.

İHFA ÇEŞİTLERİ

Tecvid ve kırâat âlimlerimiz ihfâ’yı, aynı kelimede veya ayrı kelimede olmasına göre ikiye ayırmışlardır.

İhfâ-i Ehass: ihfâ harfleri tenvînden sonra gelir veya sâkin nûn kelime sonunda yer alır ve ihfâ harfleri ikinci bir kelimenin başında bulunursa bu tür ihfâya “İhfâ-i Ehass” denir.

(كُنْ فَيَكُونُ)

İhfâ-i Eam: İhfâ harfleri, sâkin nûndan sonra aynı kelimede gelirse buna da “İhfâ-i Eam” denir. Böyle yerlerdeki ihfâ hem vakf (durma) hem de vasl (geçme) halinde belli olan bir ihfâdır.

(كُنْتُمْ) ve (يَنْصُرُ)

İHFA ÇEŞİTLERİ

1. Harf’in İhfası

A. Dil İhfası: (İhfa-i Lisani) Eğer sâkin nûn veya tenvînden sonra bildiğimiz 15 ihfâ harfinden biri gelirse buna “İhfâ-i Lisânî = Dil İhfâsı” denir.

B. Dudak İhfası: (İhfa-i Şefevi) Sakin mîm’den ( مْ ) sonra harekeli be ( ب ) harfinin gelmesi ile oluşur. 
( تَرْمِيهِمْ بِحِجَارَةٍ ) ve ( رَبُّهُمْ بِهِمْ )

2. Harekenin İhfası: Harekeyi zayıf sesle hızlıca okumak suretiyle yapılır. Buna ihtilas denir.
İZHAR

Sözlükte: Açmak, açığa çıkarmak, meydana koymak, ortaya çıkarmak, açıklamak, beyan etmek gibi manalara gelen bir kelimedir.

Istılahta: “Tenvîn veya sâkin nûndan sonra, boğaz harfleri (Hurûf-ı Halk) dediğimiz altı harften biri gelirse bu tenvîn veya sâkin nûn’un, idğamsız, iklâbsız ve ihfâsız açıkça okunmasına “İzhâr” denir.”

(ء _ ح _ خ _ ع _ غ _ هـ )

اَللهُ حَيٌّ خاَلِقٌ عَدْلٌ غَنِيٌّ هاَدِياً

İzhar yapmanın sebebi: Nun-u sakin (ve tenvin) ile izhar harflerinin mahreçlerinin birbirine uzak olmasıdır.

اَلْإِظْهاَرُ هُوَ الْإِنْفِصاَلُ تَباَعُداً بَيْنَ الْحَرْفَيْنِ

İzhar: İki harfin birbirinden uzaklaşarak ayrılmasıdır.

مَنْ آمَنَ _ يَنْأَوْنَ _ رَسُولٌ أَمِينٌ - مِنْ حَسَنَةٍ _ وَانْحَرْ _ عَلِيمٌ حَكِيمٌ -مِنْ خَوْفٍ _ أَلْمُنْخَنِقَةُ _ قَوْمٌ خَصِمُونَ مِنْ عِلْمٍ _ أَنْعَمْتَ _ سَمِيعٌ عَلِيمٌ مِنْ غِلٍّ _ فَسَيُنْغِضُونَ _ عَزِيزٌ غَفُورٌ إِنْ هُوَ _ يَنْهَوْنَ _ جُرُفٍ هَارٍ

(مِنْ خَوْفٍ) Bu ibarede izhâr vardır. Çünkü nûn-i sâkineden sonra izhâr harflerinden olan hı(خ) harfi gelmiştir. Dolayısıyla hiçbir şekilde gizleme yapmadan, genizden ses çıkarmadan ve nûn harfi hı harfine çevrilmeden açıkça normal bir nûn olarak okunur. 



İZHAR ÇEŞİTLERİ

1. Dil İzharı (İzhar-ı Lisani / Halkî): 6 izhar harfiyle yapılır.


2. İzhar-ı Kelime-i Vahide: Sâkin nûn, vav veya yâ harflerinden önce gelir ve onlardan biriyle aynı kelimede olursa izhâr yapılarak okunur.

أَلدُّنْيَا _ قِنْوَانٌ _ صِنْوَانٌ – بُنْيَانٌ

3. Mîm-i Sâkinin İzhârı “Dudak izhârı” : Sâkin mîmden ( مْ ) sonra mîm ve be ( ب)harfleri dışında bir harfin gelmesiyle yapılır.

أَمْ هُمْ ضَلُّوا _ عَلَيْكُمْ أَنْفُسَكُمْ _ يُبَشِّرْهُمْ رَبُّهُمْ

4. İzhar-i Kameriyye: Lam-i tarif denilen el (أل)takısından sonra kameri harflerden birisinin gelmesiyle olur.


İZHAR’IN HÜKMÜ

İzhar harflerinden 4’ü üzerinde (ء _ ح _ ع _ هـ) bütün kıraat imamları ittifak ettikleri için hükmü vacipdir. Ebu cafer dışındaki imamlar (خ _ غ ) iki harfi izhar harfi saymışlar. Bundan dolayı bu iki harfte izhar yapmak caizdir. İzhar yaparken sekteye kaçılmamalıdır.

İKLAB

Sözlükte: İklâb, çevirmek, çevrilmek, bir halden başka bir hale döndürmek, bir şeyi değiştirmek manalarına gelen bir kelimedir.

Istılah’ta: “Tenvîn veya sakin nûndan sonra be ( ب )harfi geldiğinde, tenvîni veya sâkin nûnu halis bir mîm harfine çevirmek ve bu arada dudakları hafifçe birleştirerek mîmi ğunne ile ihfâ etmeye” “İklâb” denir.

اَلْإِقْلاَبُ هُوَ قَلْبُ النُّونِ السَّاكِنَةِ اَوِ التَّنْوِينِ مِيماً خاَلِصاً وَ إِخْفاَؤُهاَ عِنْدَ الْباَءِ بِغُنَّةٍ

Okuyuşa kolaylık sağladığı için yapılır. (Kuran okurken yaptığımız ihfa, izhar, idğam ve iklabın gerçek sebebi, yüce Allah’ın cebrail aracılığıyla peygamberimize kuranı bu şekilde öğretmiş olmasıdır.)

مِنْ بَعْدِهِ = مِمْبَعْدِهِ ، سَمِيعٌ بَصِيرٌ = سَمِيعُمْبَصِيرٌ ، بِذَنْبِهِمْ = بِذَمْبِهِمْ ،

صُمٌّ بُكْمٌ = صُمُّمْبُكْم

( مِنْ بَعْدِهِ ) Bu ibarede sâkin durumda olan nûn harfinden sonra be harfi gelmiştir. Böyle bir durumda sâkin nûn harfi sâkin mîm harfine dönüştürülür. Bu sâkin mîm’in sükûnunu okurken, normal bir mîm’in okunuşunda olduğu gibi dudaklar birbirine fazla bastırılmaz. Aynı zamanda bir ğunne ile sâkin mîm gizlenerek ihfâ yapılır. Bu arada ortalama bir buçuk elif miktarı -mîm harfine mahsus bir ğunne ile- ğunne yapılarak ihfâ edilir ve sonra be harfine geçilir. Böylece lafız ( مِمْبَعْدِهِ ) şekline dönüştürülmüş olur ve böyle okunur.


İKLAB’IN HÜKMÜ

Bütün kıraat imamları ba harfinden önce gelen sakin nun ve tenvini iklab ile okumakta ittifak etmişlerdir. Hükmü vaciptir.

İklab’ın müddeti (yapılırken tutulma süresi) ortalama bir buçuk elif miktarıdır. 
İDĞAM-I MEAL ĞUNNE

İdğam: Bir harfi diğer bir harfe katmaktır.

Ğunne: Genizden (burundan) gelen sestir.

Tenvin veya sakin nun’dan sonra (يَمْنُو ) (ى م ن و ) harflerinden biri gelirse “İdgâm-ı Maal Ğunne” olur.

Nun sesi bu harflere katılır ve 1-1,5 elif miktarı tutularak ğunneli okunur.

Sebebi, nun ile misliyet (aynı olmaları), mim ile vav’da müşterek sıfatlara sahip olmaları, ya’da ise mahreç yakınlığıdır.






İDĞÂM-I MEA’L-ĞUNNENİN KISIMLARI

1- ĞUNNELİ TAM İDĞÂM

Tenvîn veya sâkin nûndan sonra “mim” ( م ) veya “nun” ( ن ) harflerinden birisi geldiğinde ğunneli tam idğâm olur.

مِنْ مَاءٍ = مِمَّاءٍ ، مِنْ نُورٍ= مِنُّورٍ ، شَيْئٍ نُكُرْ = شَيْئِنُّكُرْ

( عَذَابٌ مُهِينٌ ) Burada tenvînden sonra mîm harfi gelmiştir. Tenvînin mîm’e çevrilmesi ve mîm harfinin şeddelenerek okunması gerekmektedir. Böylece ( عَذَابُمُّهِينٌ )şekline çevrilerek okunmalıdır. Ayrıca şeddeleme sırasında genizden hafif ve gizli bir nûn sesi çıkartılarak okunur.


2- ĞUNNELİ NÂKIS İDĞÂM

Tenvîn veya sâkin nûndan sonra “Vav” ( و ) ve “ya”( ي ) harflerinden birisi gelirse ğunneli nâkıs idğâm meydana gelir.

Bu tür idğâmlarda dikkat edilmesi gereken en önemli husus, nûn-i sâkin ile vav ve yâ harflerinin ayrı ayrı kelimelerde olmasıdır.

Ğunneli nâkıs idğâmda müdğâm olan birinci harf, müdğâmün fîh olan ikinci harfe tamamen çevrilmez, yani ikinci harf şeddelenmez.

مَنْ يَقُولُ ، مِنْ وَالٍ ، وَ رَعْدٌ وَ بَرْقٌ ، لِقَوْمٍ يُوقِنُونَ

Ğunnenin bâkî kalabilmesi için idğâmı nâkıs yapmamız gerekmektedir.

İDĞAM-I MEAL ĞUNNE’NİN HÜKMÜ

Bütün imamlar tenvin ve sakin nun’dan sonra “mim” ( م ) veya “nun”( ن ) harfi gelince“idğam meal ğunne” yapma hususunda ittifak etmişlerdir ve burada “Ğunneli Tam İdğam” yapmak vacip’tir.

“Vav” ( و ) ve “ya”( ي ) harfinde (Halef ğunnesiz idğam yaptığı için) “Ğunneli Nakıs İdğam” yapılır ve hükmü caiz’dir.

Not: Sakin nun ile “vav” ( و ) veya “ya” ( ي ) aynı kelimede bulunursa idğam yapmak gerektiği halde izhar yapılır.

أَلدُّنْيَا _ قِنْوَانٌ _ صِنْوَانٌ – بُنْيَانٌ

İDĞAM-I BİLA ĞUNNE

Tenvîn veya sâkin nûndan sonra lâm ( ل ) ve râ (( ر harfleri (“Ler Harfleri = ( لر )” ) geldiğinde tam bir idğâm yapmak ve bunu da ğunnesiz olarak gerçekleştirmekle “İdğâm-ı Bilâğunne” olur. Burundan ses getirmeden yapılan idğamdır.

Tenvîn veya sâkin nûn ile lâm ve râ harflerinin ayrı ayrı kelimelerde olmaları gerekir. Yani tenvîn veya sâkin nûn birinci kelimenin sonunda, lâm veya râ harfleri de ikinci kelimenin başında yer almalıdır.

İdğâm-ı Bîlâğunne’nin Sebebi: Nûn harfi ile lâm ve râ harflerinin mahreclerinin birbirlerine çok yakın olmasıdır.

مِنْ لَدُنْهُ = مِلَّدُنْهُ ، مِنْ رَبِّهِمْ = مِرَّبِّهِمْ ، غَفُورٌ رَحِيمٌ = غَفُورُرَّحِيمٌ ،

خَيْرًا لَهُمْ = خَيْرَلَّهُمْ

( مِنْ رَبِّهِمْ ) lafzında sâkin vaziyette bulunan nûn harfi birinci kelimenin sonunda yer almaktadır. Kendisinden sonra ise bilâğunne harflerinden râ harfi gelmiştir. Müdğâm olan sâkin nûn harfini, müdğâmün fîh olan râ harfine tamamen katmamız, onun içinde eriterek yok etmemiz ve bunu yaparken de genzimizden ğunne sesi getirmeden idğâmı gerçekleştirmemiz gerekmektedir. (مِرَّبِّهِمْ)

İDĞAM-I BİLA ĞUNNE’NİN HÜKMÜ

Bütün kıraat imamları “lam” ve “ra” dan önce gelen “tenvin” ve “sakin nun”u ğunnesiz idğam “idğam bila ğunne” ile okuma hususunda ittifak etmişlerdir ve bu bakımdan hükmü vacip’tir.

İdğam bila ğunne tutulmaz , yani idğamı yapış esnasında özel bir tutma zamanı ayrılmaz. MAHREÇ VE SIFATLARI YÖNÜYLE İDĞAM ÇEŞİTLERİ

İDĞÂM-I MİSLEYN (Mütemasileyn)

Misleyn: “Birbirine benzeyen iki şey” anlamına gelmektedir.

“Mahrecleri ve sıfatları aynı olan iki harften, birincisi sâkin, ikincisi harekeli olmak üzere yan yana geldikleri zaman, sâkin olan birinci harfin (müdğâmın), harekeli olan ikinci harfe (müdğâmün fîhe) idğâm edilmesine “İdğâm-ı Misleyn” denir.” Hükmü: vacip’tir.

İdğâm-ı misleynde müdğâm ile müdğâmün fîhin aynı kelimede veya iki ayrı kelimede olması arasında bir fark yoktur.

كُفَّارٌ ، يَوَدُّ ، إِنَّ ، أَلْحَقُّ ، أَسَّسَ ، نُعَمِّرْهُ ، رَبِّ ، قُلْ لَهُمْ ، مَنْ نَشَاءُ ، قَدْ دَخَلُوا ، وَ لْيَكْتُبْ بَيْنَكُمْ ، آوَوْا وَ نَصَرُوا

Yukarıdaki örneklerden ilk satırda yazılı olanlar aynı kelimede şeddeli olarak yazılan ve okunan idğâm-ı misleyne, ikinci satırdakiler de ayrı kelimelerde bulundukları için yazıda değil ama okuyuşta şeddeli imiş gibi okunanlara örnektir. Meselâ ( وَ قُلْ لَهُمْ ) lafzındaki lam( ل ) harflerinden birinci kelimenin sonundaki (müdğâm) sâkin, ikinci kelimenin başındaki (müdğâmün fîh) ise harekelidir. Dolayısıyla tam bir idğâm ile birbirlerine idğâm edilerek ( وَ قُلَّهُمْ ) şeklinde okunmalıdır.

مَدَدْتَ ، ظَنَنْتُمْ ، ضَلَلْنَا

Kelimelerinde her ne kadar birbirinin aynı olan harfler peşpeşe gelmiş iseler de idğâm-ı misleyn gerçekleşmez. Çünkü bu harflerden birincisi harekeli, ikincisi sâkindir. İdğâm-ı misleynin şartı ise birincinin sâkin, ikincinin harekeli olmasını gerektirir.

İDĞÂM-I MİSLEYN’İN KISIMLARI

1- İdğâm-ı Misleyn Mealğunne (Ğunneli İdğâm-ı Misleyn): Mim ve nun harfleriyle yapılan idğamdır. Sakin bir mimden sonra harekeli bir mim veya sakin bir nun’dan sonra harekeli bir nun gelince bunlar kendi aralarında idğam edilirler. 1.5 elif tutulur

وَ مَنْ نُعَمِّرْهُ = وَمَنُّعَمِّرْهُ ، مِنْ نَارٍ = مِنَّارٍ ، أَمْ مَنْ = أَمَّنْ

2- İdğâm-ı Misleyn Bilâğunne: Mahrec ve sıfatları birbirinin aynı olan iki harfin ğunnesiz bir şekilde birbirlerine idğâm edilmeleri demektir. Bunun ğunnesiz olmasının sebebi sâkin nûn ve sâkin mîm harfleri dışındaki harflerde ğunne sıfatının olmamasıdır. Özel bir tutma zamanı yoktur.

كَانَتْ تَأْتِيهِمْ = كَانتَّأْتِيهِمْ ، بَلْ لَجُّوا = بَلَّجُّو

فِي يَوْمٍ ، قَالُوا وَجَدْنَا ، أَلَّذِي يُوَسْوِسُ ، فِي يُوسُفَ

İbarelerinde idğâm yapılmaz. Bu örneklerden ( فِي يَوْمٍ ) lafz-ı celîlinde med harfi olan yâ’dan sonra kendisi gibi bir yâ harfi gelmiştir. Ancak birinci yâ ( ي ) harfinin buradaki görevi med harfi olarak kendinden önceki fe ( ف ) harfini çekmektir. Dolayısıyla burada idğâm söz konusu olamaz.

عَصَوْا وَ كَانُوا ، فَنَادَوْا وَ لآتَ ، آوَوْا وَ نَصَرُوا

Müdğâm olan birinci harf med harfi değil de harf-i lîn olursa ve kendisinden sonra yine kendi mislinden olan bir harf gelirse bu durumda idğâm-ı misleyn gerçekleşir. Bunlardan ( عَصَوْا وَ كَانُوا ) lafz-ı celîlinde birinci kelimenin sonundaharf-i lîn olan bir vav harfi mevcuttur. 

MAHREÇ VE SIFATLARI YÖNÜYLE İDĞAM ÇEŞİTLERİ

İDĞÂM-I MİSLEYN (Mütemasileyn)

Misleyn: “Birbirine benzeyen iki şey” anlamına gelmektedir.

“Mahrecleri ve sıfatları aynı olan iki harften, birincisi sâkin, ikincisi harekeli olmak üzere yan yana geldikleri zaman, sâkin olan birinci harfin (müdğâmın), harekeli olan ikinci harfe (müdğâmün fîhe) idğâm edilmesine “İdğâm-ı Misleyn” denir.” Hükmü: vacip’tir.

İdğâm-ı misleynde müdğâm ile müdğâmün fîhin aynı kelimede veya iki ayrı kelimede olması arasında bir fark yoktur.

كُفَّارٌ ، يَوَدُّ ، إِنَّ ، أَلْحَقُّ ، أَسَّسَ ، نُعَمِّرْهُ ، رَبِّ ، قُلْ لَهُمْ ، مَنْ نَشَاءُ ، قَدْ دَخَلُوا ، وَ لْيَكْتُبْ بَيْنَكُمْ ، آوَوْا وَ نَصَرُوا

Yukarıdaki örneklerden ilk satırda yazılı olanlar aynı kelimede şeddeli olarak yazılan ve okunan idğâm-ı misleyne, ikinci satırdakiler de ayrı kelimelerde bulundukları için yazıda değil ama okuyuşta şeddeli imiş gibi okunanlara örnektir. Meselâ ( وَ قُلْ لَهُمْ ) lafzındaki lam( ل ) harflerinden birinci kelimenin sonundaki (müdğâm) sâkin, ikinci kelimenin başındaki (müdğâmün fîh) ise harekelidir. Dolayısıyla tam bir idğâm ile birbirlerine idğâm edilerek ( وَ قُلَّهُمْ ) şeklinde okunmalıdır.

مَدَدْتَ ، ظَنَنْتُمْ ، ضَلَلْنَا

Kelimelerinde her ne kadar birbirinin aynı olan harfler peşpeşe gelmiş iseler de idğâm-ı misleyn gerçekleşmez. Çünkü bu harflerden birincisi harekeli, ikincisi sâkindir. İdğâm-ı misleynin şartı ise birincinin sâkin, ikincinin harekeli olmasını gerektirir.

İDĞÂM-I MİSLEYN’İN KISIMLARI

1- İdğâm-ı Misleyn Mealğunne (Ğunneli İdğâm-ı Misleyn): Mim ve nun harfleriyle yapılan idğamdır. Sakin bir mimden sonra harekeli bir mim veya sakin bir nun’dan sonra harekeli bir nun gelince bunlar kendi aralarında idğam edilirler. 1.5 elif tutulur

وَ مَنْ نُعَمِّرْهُ = وَمَنُّعَمِّرْهُ ، مِنْ نَارٍ = مِنَّارٍ ، أَمْ مَنْ = أَمَّنْ

2- İdğâm-ı Misleyn Bilâğunne: Mahrec ve sıfatları birbirinin aynı olan iki harfin ğunnesiz bir şekilde birbirlerine idğâm edilmeleri demektir. Bunun ğunnesiz olmasının sebebi sâkin nûn ve sâkin mîm harfleri dışındaki harflerde ğunne sıfatının olmamasıdır. Özel bir tutma zamanı yoktur.

كَانَتْ تَأْتِيهِمْ = كَانتَّأْتِيهِمْ ، بَلْ لَجُّوا = بَلَّجُّو

فِي يَوْمٍ ، قَالُوا وَجَدْنَا ، أَلَّذِي يُوَسْوِسُ ، فِي يُوسُفَ

İbarelerinde idğâm yapılmaz. Bu örneklerden ( فِي يَوْمٍ ) lafz-ı celîlinde med harfi olan yâ’dan sonra kendisi gibi bir yâ harfi gelmiştir. Ancak birinci yâ ( ي ) harfinin buradaki görevi med harfi olarak kendinden önceki fe ( ف ) harfini çekmektir. Dolayısıyla burada idğâm söz konusu olamaz.

عَصَوْا وَ كَانُوا ، فَنَادَوْا وَ لآتَ ، آوَوْا وَ نَصَرُوا

Müdğâm olan birinci harf med harfi değil de harf-i lîn olursa ve kendisinden sonra yine kendi mislinden olan bir harf gelirse bu durumda idğâm-ı misleyn gerçekleşir. Bunlardan ( عَصَوْا وَ كَانُوا ) lafz-ı celîlinde birinci kelimenin sonundaharf-i lîn olan bir vav harfi mevcİdris YAVUZYİĞİT 
DİYANET HABERLER

2012 Yeterlilik Sınavına Hazırlık TECVİD"Tüm Soruları Bir Arada


Soru 1 Kur’an-ı kerim okumaya başlarken isti-azenin hükmü nedir  
Cevap 1 Süre evvellerinde isti-aza bir kısım Alimler vacip demişler isede esah olan ekser ulemaya göre sünnettir.
Soru 2 Süre başlarında besmelei şerife okumanın hükmü nedir  
Cevap 2 Berae(tevbe)süresi hariç bütün surelerin başı besmele-i şerifenin mahallidir.Besmele-i şerifenin okunması sünnettir.
Soru 3 Berae süresinin başında besmele-i şerif okunurmu  
Cevap 3 Berae süresinin başında besmele okumak caiz değildir.Diğer ayetlerinde ise beis yoktur.



Soru 4 Kur’an- kerim kaç tahrik üzere okunur?

her tarika göre med miktarları ne kadardır  

Cevap 4 Kur’an-ı kerim 3 tarık üzere okunur.
Tahkik tarıkında:
Meddi tabii: 1elif mikdarı
Meddi muttasıl :4 elif mikdarı
Meddi munfasıl:4 elif mikdarı
Meddi lazım:4 elif mikdarı
Meddi Arız:4 elif mikdarı
Meddi Liin:3elif mikdarı med iledir…
Tedvir tarikınde
Meddi tabii: 1elif mikdarı
Meddi muttasıl :3 elif mikdarı
Meddi munfasıl:3 elif mikdarı
Meddi lazım:3 elif mikdarı
Meddi Arız:3 elif mikdarı
Meddi Liin:2 elif mikdarı med iledir…
Hadır tarıkında ise
Meddi tabii: 1elif mikdarı
Meddi muttasıl :2 elif mikdarı
Meddi munfasıl:1 elif mikdarı
Meddi lazım:2 elif mikdarı
Meddi Arız:1 elif mikdarı
Meddi Liin:2 elif mikdarı med iledir…



Soru 5 Tecvidin hükmü nedir  
Cevap 5 Tecvid öğrenmek ona riayet وَرَتِِلِ الْقُرْ ءَانَ تَرْتِيلاً hükmüne göre farzdır…
Soru 6 Tertil ne demektir  
Cevap 6 harflerin tecvid ve sıfatı lazimelerinin sıfat-ı arizelerini bilmek anlamak vakıflarını, durulacak yerler ve başlayacak yerleri bilmek ve tatbik etmektir.Vakıf ve ibtida peygamber efendimiz bizzat fiili sünneti ile sabittir.

Soru 7 Tecvid kelimesinin lugat manası nedir  

Cevap 7 Bir nesneyi güzel etmek ve hoşca yapmak manasınadır…

Soru 8 İlmi tecvidin şer’an hükmü ne ile sabittir  

Cevap 8Kitab Sünnet İcma-i ümmet ile sabittir.

Soru 9 Tecvidin tarifi nedir  

Cevap 9 و هو اعطاء الحروف حقوقها وترتب مراتبها وردالحرف الي مخرجه واصلهTecvid harflerin hakkını ve vermek mertebelerini tertip etmek harfi mahreç ve aslına red ermektir.

Soru 10 Tecvid ilmi nedir  

Cevap 10 kendisinde harflerin mahreçlerinden ve sıfatlarından bahs edilen bir ilimdir.Yani harflerin mahreç sıfatlarına uymak sureti ile kur’an-ı kerimi hatasız okumayı öğreten ilimdir.

Soru 11 Tecvidin gayesi ve faidesi  nedir  

Cevap 11 Lisanı hatadan ve noksandan ve ziyadeden hıfz edip me’murun bihe imtisaldir.Yani harflerin mahreç ve sıfatalrına uymak sureti ile kur’an-ı kerimi hatasız okumayı öğreten bir ilimdir…
Soru 12 Tecvid eserinin ilk musannifi kimdir  
Cevap 12 Tecvid eseri ilk defa hicri 325 niladi 936 tarihlerinde vefat eden musa bin ubeydullah ibni yahya ibni hakan tarafından yazıldığı beyan edilmektedir…
Soru 13 Harfi med kaç tanedir neye denir  
Cevap 13 Harfi med 3 dür و ي ا
و sakin olsa makabli mazmum olsa
ي sakin olsa makabli meksur olsa
ا elif ise daima sakin olup makabli meftuh olmakla cemi zamanda harfi med olur Her üç harf kendi cinsinden hareke alırsa harfi med olur (Mukadder harf ile)
Soru 14 Harfi liin kaç tanedir neye denilir  
Cevap 14 Harfi liin 2 dir و ي sakin olup makabilleri meftuh olursa harfi liin olur her 2 harf kendi cinsinden hareke almaz harfi liin harfi med demektir…
Soru 15 Aslı med ne demektir, Fer-ı med ne demektir, Aralarındaki fark nedir  
Cevap 15 Aslı med 1 elif mikdarı (kasrı med)demek olup vacip hükmündedir…
Fer-ı med asli med üzerine zaid olandır ki yani 1 elif üzerine ziyade olan 2 elif 3 elif 4 elif 5 elif mikdarı çekmek caizdir.bunlara meddi medid meddi mezid de denilir…
Soru 16 Harfi liin ile harfi med arasındaki fark nedir  
Cevap 16 Harfi medler de kendi cinsinden hareke alıp kendisinden evvel ki harfin sesini 5 elif mikdarına kadar uzatır.
Harfi liin ise kendi cinsinden hareke almayıp ehaffül harekat olan fetha harekesini aldığından ve kendi sesi uzatıldığı için 3 elif mikdarına kadar ses uzatılır.
Soru 17 Meddi muttasıl ve meddi lazım dışında med bablarında meddi vacip hükmü varmıdır  

Cevap 17 Meddi tabii dahi herne kadar medlern mertebelerinde vacip ifadesi yok isede her med babında bir elif mikdarı yani asli med vaciptir.


Soru 18med kaç nev’idir  

Cevap 18 Meddin nev’ileri 10 tanedir…
1) Meddi tabii
2) Meddi muttasıl
3) Meddi munfasıl
4) Meddi lazım
5) Meddi arız
6) Meddi liin-i sukunu arız
7) Meddi liin-i sukunu lazım

Meddi temkin

9) Meddi ibdal
10) Meddi manevi (7 tanesi misalleri ile bilinmektedir.)
Soru 19 Hafs rivayetine göre kaç yerde teshil vardır  
Cevap 19 Hafs rivayetine göre 7 yerde teshil vardır.
آلذَكَرَيْنِ gibi 2 yerde
آلاَنَ gibi 2 yerde
آللهُ gibi 2 yerde
اَعْجَمِيٌّ kelimesinde tek yerdedir.Sadece tek teshil vechi ile okunur.Diğer 6 yerde ise bir tek tahkik ve bir de teshil ile okunurlar.Ehlinden bil müşafehe öğrenilir.



Soru 20 Vakıf kaç kısımdır  
Cevap 20 Cumhur-u ulwmaya göre 4 kısımdır.
Vakf-ı tam يَوْمُ الدِينُ gibi
Vakf-ı hasen الحمدالله gibi
Vakf-ı kâfi اَمْ لَمْ تُنْزِرْهُمْ لا يُؤْمِن gibi
Vakf-ı kabih لَقَدْ كَفَرالذِينَ قالوُ gibi
Soru 21 Ravmın hükmü nedir? Hangi kelimede nasıl yapılır?
Cevap 21 ravm vasıl hükmündedir.Kelimenin son harfi kalkale harflerinden olmayan ahiri mazmum ve meksur olan kelimelerde kasr-ı med ile harekenin 3’de birini ifade edilerek yapılır…
Soru 22 İşmamın hükmü nedir? Hangi kelimede nasıl yapılır?
Cevap 22 İşmam vakıfta ve vasılda ahiri mazmum ve sükûnlarda yine ahiri kalkale olmayan kelimelerde yapılır..
Soru 23 Haf rivayetine göre hangi kelimede imale yapılır.İmale ne demektir?
Cevap 23 ya kesraya meyl ettirerek okuamaktır.Hafs rivayetine göre kur’an-ı kerimde bir yerdedir.
Soru 24 İdğam-ı meal gune harflerinden hangileri nakıs idgam ile okunur?
Cevap 24 يمنو Harflerinde و ile ي idgam-ı nakıs ile okunur. و ile ي bir kelimede vaki olursa idgamda ki izhar ile okunur. بنيان غنوان gibi…
Soru 25 İdgam-ı mütecaniseyn de لءن بسطت keimesinde idgam-ı nakısmıdır tamıdır?
Cevap 25 فَرَّطت اخطتُ لءن بسطت kelimelerinde idgam-ı nakıstır…
Soru 26 İdgam-ı mütekarıbeynde ق ك Mahrecinde الم نخلقكم[/size]Kelimesinde idam tamıdır nakısmıdır?
Cevap 26 Hem idgam-ı tam hem idgam-ı nakıstır.
Soru 27 الله Lafza-i celali idgam-ı şemsiyyemidir?
Cevap 27 الله Lafza-i celali idgam-ı şemsiyye degildir.Çünki Cenab-ı hakk’ın zatının ismi olması hasebiyle hiç benzeri olmayan hususi bir isim ve kelimedir. اile لlam-ı tağrif değildir.Çünki nida halinde diye sabit kalabiliyor ve hemze-i kat’i olabiliyor Ancak teskili istiğmal için kullanılmıştır…
Soru 28 فيه مهانا kelimesinde niçin zamir med edilerek okunur?
Cevap 28 3 sebebdendir.Kafirlere azabın şiddetinden kesradan zambeye geçişde sıkletten فيه kelimesini مهانا dan ayırmak için hafs rivayetinde zamir med ile okunur…
Soru 29 Sekte kaç yerdedir,Tağrifi hükmü nelerdir?
Cevap 29 sekte nefes almakdan sesi kesmek demektir…Sekte vakıf hükmünde vakfa yakın bir keyfiyyetdir.4 yerdedir ayrıca 9 yerde ise ha-i sekte vardır…



Soru 30 Lahn ne demektir.Kaç kısımdır şartları nalerdir?
Cevap 30 Lahn tecvide uymamaktan doğan hatalara denilir.2 kısımdır.Lahn-ı celi, lahn-ı hafi
Lahn-ı celi : Açık hata demektir.Bu hata işlendiğinde namaz bozulur tahrimen mekruhtur.Bu hatalardan kurtulacak kadar tecvid bilmesi farzdır.Hataların bazıalrı şunlardır.Harflerin sıfat-ı lazimelerinde kelimelerin harflerinde ,harekelerinde, sukunlarında değiştirmek gibi…
Soru 31 Lahn-ı hafi hangi hataların yapılışındadır?
Cevap 31 Harflerin sıfatı arızelerinde meydana gelen ihfa,izhar,iklab,idgam,gunneyi terk etme,kalın harfi ince, ince harfi kalın okuma, kasr-ı med med olan yerleri kasır yapmak, hareke ile vakıf yapmak kuvvetliyi zayıf ,zayıfı kuvvetli okumak gibi…
Soru 32 Vakıf halinde kelimenin ahiri iki örteli ve ya iki esreli yerlerde ravm ve işmam yapılırmı? Hükmü nedir?
Cevap 32 bu gib yerlerde ravm ve işma yapılır.Çünki ik ötre iki esre tek ötre ve tek esre hükmündedir…
Soru 33 İdgamların, şeddelerin,gunnelerin,ihfaların icrasında ayrıntıları ile birlikte üzerinde durma zamanı ne kadardır?
Cevap 33 İdgamlada, şeddelerde,gunnelerde,ihfalarda üzerinde durma zamanı tahkik tarikında:1,5 elif mikdarı ,tedvir tarikinde:1 elif mikdarı hadır tarikinde ½ elif mikdarı bir zaman tutulur…
Soru 34 Vakıf alametinin başka adı varmıdır,bu alametlerin mucidi kimdir, Bu alametler hangi harflerdir?
Cevap 34 Vakıf alametinin bir adıda secavent alametleridir.Durak işaretide denir.(durak denmez) Bu alametlerin mucidi ise Muhammed ibni Tayfur secavendi hazretleridir.Bu zatın künyesi ve lakabına izafeten secavent alemetide denir şol harflerdir… ط م ج قف ز ق ص ك لا ve üç noktadır….
Mahrec: Harfin çıktığı yere denir.
Harflerin çıkış yerleri:
1-Ağız boşluğu; Boğaz’ın bitiminden dudaklara kadar ağzın içinde kalan bölüme denir. Buradan uzatma harfleri olan ا ى و çıkar.
2-Boğaz; Boğazın göğse bitişik olan yerinden, dil dibine kadar olan yere denir. Üç mahreçtir:
1-Boğaz aşağısı : ه ء
2-Boğaz ortası : ح ع
3-Boğaz üstü : خ غ
3-Dil: Boğazın ağza yakın olan yerinden, ön dişlere kadar ağız içinde olan dile denir. On mahreçtir.
ث ذ ظ ص س ز ت د ط ر ن ل ض ى ش ج ك ق
4-Dudaklar: Ön dişlerden dışarı olan dudaklara denir. Buradan و م ب ف çıkar.
5-Geniz: Geniz boşluğuna denir. Ğunne çıkar. (Ğunne genizimizden çıkardığımız sese denir.)



HARFLERİN SIFATLARI
1-A) Zıttı Olan Sıfat-ı Lazimeler: harflerin zatından ayrılması mümkün olmayan sıfatlardır.
1- Cehr: Sesi aşıkar etmek.
1- Hems: sesi gizlemek.
2- Şiddet: Sesin akmaması güçlü okunması.
2- Rehavet: Sesin akması.
3- İsti’la: Dilin kökü ile birlikte damağa yükselmesi.
3- İnhifat: İstifale: İstilanın zıddıdır. Dilin damağa yükselmemesi, aşağıda kalması.
4- İtbak: Dilin üst damağa yapışması veya yapışmaya yakın kalkması.
4- İnfitah: Dil ile damağın ayrılması.
5- Izlak: Kolaylık ve sürat.
5- Ismat: Harfi söylerken dile ağır geldiğinden 4, 5 ve 6 harfli kelimeler, izlak harfleri olan
ف ر م ن ل ب olmaksızın kullanılmalar.
B) Zıttı Olmayan Sıfat-ı Lazimeler
1-Safir: Dil ucu ile ön alt dişlerin arasından kuş sesi veya ıslık sesine benzer kuvvetli bir sesin çıkması.
2-Kalkale: Mahrecin kımıldaması.
3-Lin: Harfin kolay ve yumuşak çıkarılması.
4-İnhiraf: Bu harfler okunurken dilin öne veya arkaya doğru meyl etmesi.
5-Tekrir: Ra harfi okunurken dil ucunun titremesi.
6-Tefeşşi: Şın harfi okunurken sesin dil ile damak ortasında yayılması.
7-İstidale: Dad harfi okunurken dil kenarının üst azı dişlerden, lam mahrecine kadar uzanması.
2-Sıfatı Arızalar:
Harften ayrılması mümkün olan, ayrıldıkları zaman harfin zatını değiştirmeyen sıfatlar.
1-Tefhim: Harfi kalın okumak
2-Terkik: Harfi ince okumak.
3- İdğam:İki harfi bir harf yapıp şeddeli okumak.
4- İhfa: Şedde yapmadan, izhar ile idğam arası ğunneli okumak.
5- Izhar: İki harfin arasını birbirinden ayırmak.
6- Kalb=İklab: Bir harfin başka bir harfe dönmesi. Yani nunu sakin veya tenvindeki nun sesinin mime dönmesi.
7- Med: Harfin uzatılması
8- Vakıf: Nefesle beraber sesin kesilmesi.
9- Sekte: Nefes almadan sesi kesmektir.
10- Hareke: Harfin harekeli olması.
11- Sükun: Harfin harekesiz olması.
Tertil: Bir şeyi güzel, düzgün ve tertip ile kusursuz bir şekilde açık açık, hakkını vererek açıklamaktır.
Kur’ân’ın tertili de böyle her harfinin, edasının, tertibinin, mânâsının hakkını doyura doyura vererek okunmasıdır.
Burada رَتِّلِ emrinden sonra تَرْتِيلاً mastarıyla vurgu yapılması da bu tertîlin en güzel şekilde olmasının arandığını gösterir.
Bir söz aslında ne kadar güzel olursa olsun gereği gibi güzel okunmayınca güzelliği kalmaz. Güzel okumasını bilmeyenler güzel sözleri berbat ederler. Sözün tertîl ile güzel söylenmesi ve okunması ise sade ses güzelliği ile gelişi güzel eze büze şarkı gibi okumak, saz teli gibi sade ses üzerinde yürümek kabilinden bir musikî işi değildir.
Kelimelerin dizilişinin mânâ ile uyum sağlaması ve dilin fesahat ve belagatı hakkıyla gözetilerek ruhî ve manevî bir uygunlukla, yerine göre şiddetli, yerine göre yumuşak, yerine göre uzun, yerine göre kısa okuma, yerine göre Ğunne, yerine göre izhar, yerine göre ihfa, yerine göre iklâb, yerine göre vasıl, yerine göre sekit veya vakıf; kısacası bütün maksat, mânâyı duymak ve mümkün olduğu kadar duyurmak olmak üzere Tecvid ile okuma işidir.
Bunun için Kur’ân okurken Tertil ve Tecvid gerekir. Tecvid de, kaf çatlatmak derdiyle, çatlatmaktaki mânâyı kaybetmek değildir.
Nun’u Sakin ve Tenvin:
Nun’u Sakin ve Tenvin’in Hükümleri
İzhar: Cezimli nundan (نْ) sonra aşağıda görülen 6 boğaz harflerinden birisi gelirse, o zaman cezimli Nunu Gizleme olmadan normal ve açık bir halde okuruz.
İdğam: (şeddeli okuma): Cezimli nun (نْ) veya Tenvinden sonra aşağıda görülen 6 harften birisi gelirse, o zaman cezimli Nunu kendinden sonra gelen harfin içine tamamen koyarak o harfi de genizimizden çıkardığımız ğunne sesi ile veya ğunnesız şeddeleyerek okuruz.
İklab (م’e dönüştürüp okuma): İklab, bir şeyi dönüştürme veya çevirme manalarına gelir. Burada ise, Cezimli nun (ن) veya Tenvinden sonra sadece ب harfi gelirse, o zaman cezimli Nunu, م olarak genizimizden çıkardığımız ğunne sesi ile beraber okuruz.
İhfa (Gizleme): Cezimli nun (نْ) veya Tenvinden sonra aşağıda görülen 15 harften birisi gelirse, o zaman cezimli Nunu kendinden sonra gelen harfi gizleyerek genizimizden çıkardığımız ğunne sesi ile beraber okuruz.
Cezimli Mim’in Hükümleri
Cezimli Mimden sonra gelen harfe göre aşağıdaki üç kısım oluşur.
1. Dudak İhfası
2. Dudak İzharı
3. Küçük idğam-ı misleyn
Dudak İhfası: Cezimli Mimden sonra ب harfi gelirse agzımızı tam kapatmadan gizleme yaparak okunmasıdır.
Küçük idğam-ı misleyn: Biri cezimli biri harekeli iki mim yanyana geldiginde seddeli ve gunneli Mimin olusmasıdır.
Dudak İzharı: Cezimli Mim’den sonra Be ve Mim’den sonra geri kalan harflerden birisi gelirse açık bir şekilde okunur.
HARFLERİN SIFATLARI(SIFATÜ-L HURUF)




:Harflerin okunuş şekillerini birbirinden ayıran ve ses dalgalarının kulağa hoş gelecek şekilde okunmasını sağlayan esaslardır.Harflerin sıfatları iki kısma ayrılır:
1-A) Zıttı Olan Sıfat-ı Lazimeler: harflerin zatından ayrılması mümkün olmayan sıfatlardır.Harften ayrılması halinde harf denilen şey ortada kalmaz .Bu sıfatlara sıfat-ı vacibe denir.
1- Cehr: Sesi aşıkar etmek.
2- Hems: sesi gizlemek.
3- Şiddet: Sesin akmaması güçlü okunması.
4- Rehavet: Sesin akması.
5- İsti’la: Dilin kökü ile birlikte damağa yükselmesi.
6- İnhifat: İstifale: İstilanın zıddıdır. Dilin damağa yükselmemesi, aşağıda kalması.
7- İtbak: Dilin üst damağa yapışması veya yapışmaya yakın kalkması.
8- İnfitah: Dil ile damağın ayrılması.
9- Izlak: Kolaylık ve sürat.
10- Ismat: Harfi söylerken dile ağır geldiğinden 4, 5 ve 6 harfli kelimeler, izlak harfleri olan
ف ر م ن ل ب olmaksızın kullanılmalar.
B) Zıttı Olmayan Sıfat-ı Lazimeler
1-Safir: Dil ucu ile ön alt dişlerin arasından kuş sesi veya ıslık sesine benzer kuvvetli bir sesin çıkması.
2-Kalkale: Mahrecin kımıldaması.
3-Lin: Harfin kolay ve yumuşak çıkarılması.
4-İnhiraf: Bu harfler okunurken dilin öne veya arkaya doğru meyl etmesi.
5-Tekrir: Ra harfi okunurken dil ucunun titremesi.
6-Tefeşşi: Şın harfi okunurken sesin dil ile damak ortasında yayılması.
7-İstidale: Dad harfi okunurken dil kenarının üst azı dişlerden, lam mahrecine kadar uzanması.
2-Sıfatı Arızalar: Harften ayrılması mümkün olan, ayrıldıkları zaman harfin zatını değiştirmeyen sıfatlar.
1-Tefhim: Harfi kalın okumak
2-Terkik: Harfi ince okumak.
3- İdğam:İki harfi bir harf yapıp şeddeli okumak.
4- İhfa: Şedde yapmadan, izhar ile idğam arası ğunneli okumak.
5- Izhar: İki harfin arasını birbirinden ayırmak.
6- Kalb=İklab: Bir harfin başka bir harfe dönmesi. Yani nunu sakin veya tenvindeki nun sesinin mime dönmesi.
7- Med: Harfin uzatılması
8- Vakıf: Nefesle beraber sesin kesilmesi.
9- Sekte: Nefes almadan sesi kesmektir.
10- Hareke: Harfin harekeli olması.
11- Sükun: Harfin harekesiz olması.
Tevcid yeterlilik kısa notlar





İDĞAMI BİLA ĞUNNE: Tenvin veya sakin nundan sonraلر harflerinden biri gelirse idğamı bila ğunne olur.
Örnek: اخذة رابية غفور رحيم من ربهم
Örnek açıklama: غفور رحيم derken tenvinden sonra idğamı bila ğunne harflerinden ر geldiği için idğamı bilağunne olmuştur.

TECVİD KAİDELERİ:

Lügat manası; güzel yapmaktır.
Terim manası ise; harflerin sıfat yönüyle hakkını ve müstehakkını vermektir.
Hakkını derken; Sıfat-ı lazime yani harfte olması gereken, harften ayrılmayan sıfatlardır. Belirtilmediğinde genellikle namazın bozulduğu sıfatlardır.
Müstehakkını derken; Sıfatı arızalarıdır. Yani harften kalktığında harfin zatını değiştirmeyen, namazın bozulmasına neden olmayan sıfatlardır.
Tecvidin gayesi; Kur’an’da emrolunduğu şekilde Kur’an’ın kelimelerini ve harflerini kurallar bütünlüğü içerisinde okunmasını sağlamaktır.
Tecvidin hükmü; Kur’an’ı Kerim’in tecvitli okunması farzdır. Namazı kabul olacak kadar Kur’an’ın tecvitli okunması farz-ı ayn, Kur’an’ın tamamının tecvitli okunması farzı kifayedir.
Tertil üzere okumak; acele etmeksizin dura dura,anlaya anlaya okumaktır. Kur’an tertil üzere İnmiştir.
Peygamberimiz (sav): “Allah Kur’an’ı indirildiği gibi okuyanı sever.” buyurarak bu tarz okuyuşu teşvik etmiştir.
Kur’an-ı Kerim’de Allah; “Kur’an’ı açık açık, tane tane tertil ile oku” buyurmuştur.
Kur’an okumanın faziletiyle ilgili hadisler;
“Ümmetimin ibadetinin en faziletlisi, Kur’an okumaktır.”
“Sizin en hayırlınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir.”
Mahrec; harfin çıktığı ve başka harflerden ayrıldığı yere denir.
Mahreç mahalleri;
1-Boğaz ile Ağız boşluğu; Boğazın göğüse bitişik olan yerinden, dudaklara kadar, boğaz ile ağız içinde olan boşluğa denir. Buradanا ى و çıkar.
2-Boğaz; Boğazın göğse bitişik olan yerinden, dil dibine kadar olan yere denir. Üç mahreçtir:
1-Boğaz aşağısı :ه ء
2-Boğaz ortası : ح ع
3-Boğaz üstü :خ غ
4-Dil; Boğazın ağza yakın olan yerinden, ön dişlere kadar ağız içinde olan dile denir. On mahreçtir.
ث ذ ظ ص س ز ت د ط ر ن ل ض ى ش ج ك ق
5-Dudaklar; Ön dişlerden dışarı olan dudaklara denir. Buradanو م ب ف çıkar.
6-Geniz; Geniz boşluğuna denir. Ğunne çıkar.

HARFLERİN SIFATLARI

1-Sıfat-ı Lazimeler:
A) Zıttı Olan Sıfat-ı Lazimeler: harflerin zatından ayrılması mümkün olmayan sıfatlardır.
1- Cehr: Sesi aşıkar etmek.
1- Hems: sesi gizlemek.
2- Şiddet: Sesin akmaması güçlü okunması.
2- Rehavet: Sesin akması.
3- İsti’la: Dilin kökü ile birlikte damağa yükselmesi.
3- İnhifat:= İstifale: İstilanın zıddıdır. Dilin damağa yükselmemesi, aşağıda kalması.
4- İtbak: Dilin üst damağa yapışması veya yapışmaya yakın kalkması.
4- İnfitah: Dil ile damağın ayrılması.
5- Izlak: Kolaylık ve sürat.
5- Ismat: Harfi söylerken dile ağır geldiğinden 4, 5 ve 6 harfli kelimeler, izlak harfleri olan
ف ر م ن ل ب olmaksızın kullanılmalar.

B) Zıttı Olmayan Sıfat-ı Lazimeler

1- Safir: Dil ucu ile ön alt dişlerin arasından kuş sesi veya ıslık sesine benzer kuvvetli bir sesin çıkması.
2- Kalkale: Mahrecin kımıldaması.
3- Lin: Harfin kolay ve yumuşak çıkarılması.
4- İnhiraf: Bu harfler okunurken dilin öne veya arkaya doğru meyl etmesi.
5- Tekrir: Ra harfi okunurken dil ucunun titremesi.
6- Tefeşşi: Şın harfi okunurken sesin dil ile damak ortasında yayılması.
7- İstidale: Dad harfi okunurken dil kenarının üst azı dişlerden, lam mahrecine kadar uzanması.

2- Sıfatı Arızalar: Harften ayrılması mümkün olan, ayrıldıkları zaman harfin zatını değiştirmeyen sıfatlar.

1-Tefhim: Harfi kalın okumak
2-Terkik: Harfi ince okumak.
3- İdğam:İki harfi bir harf yapıp şeddeli okumak.
4- İhfa: Şedde yapmadan, izhar ile idğam arası ğunneli okumak.
5- Izhar. İki harfin arasını birbirinden ayırmak.
6- Kalb=İklab: Bir harfin başka bir harfe dönmesi. Yani nunu sakin veya tenvindeki nun sesinin mime dönmesi.
7- Med: Harfin uzatılması
8- Vakıf: Nefesle beraber sesin kesilmesi.
9- Sekte: Nefes almadan sesi kesmektir.
10- Hareke: Harfin harekeli olması.
11- Sükun: Harfin harekesiz olması.

LAHN: Kur’an okurken harflerin sıfatlarında, harekelerinde, tecvid kaidelerinin uygulanmasında yapılan hatadır.


1- Lahn-ı Celi (Açık hata): Harflerin asli sıfat ve mahreçlerinde, hareke ve sükunlarda yapılan hatadır. Manayı bozduğu gibi çoğu zaman namazı da bozar.


2- Lahn-ı Hafi (Gizli hata): Sıfatı arızalarda meydana gelen hatadır. Harfin aslını değiştirmez. Mana bozulmadığı gibi namazı da bozmaz. Ancak hata olduğu için vebali vardır.


MEDLER

Med: Uzatmak demektir.
Med harfleri: Harekesiz olan 1- Elif (ا ) 2-Vav (و ) 3-Ya( ى ) dır.
Sebeb-i Med : Bir eliften fazla uzatmaya sebep olan.
1-Hemze: Harekeli olan elife denir. (Uzun veya kısa elif şekliyle yazılabilir.) أ ء
2- Sükun (cezim): Harfin harekesizlik haline denir. İkiye ayrılır:
a) Sükunu lazım: Durulduğunda ve geçildiğinde var olan sükuna denir. Örnek:آلئن
b) Sükunu arız: Durulduğunda okunan geçildiğinde okunmayan sükuna denir. Örnek:رب العالمين

1-MEDD-İ TABİİ: Harfi med olup sebebi med olmazsa meddi tabii olur. Bir elif miktarı uzatılır.

Örnek:قيل قول قال
Örnek açıklama:قال derken harfi med’den elif olup sebebi med’den bir şey olmadığı için meddi tabi olmuştur.

2-MEDDİ MUTTASIL: Harfi medden sonra sebebi medden hemze gelir ve ikisi aynı kelimede bulunursa meddi muttasıl olur. En az 2, en çok 5 elif miktarı uzatılır.

Örnek:جىء جوء جاء
Örnek açıklama:جاء derken harfi med olan eliften sonra sebebi medden hemze geldiği ve ikisi aynı kelime içerisinde bulunduğu için meddi muttasıl olmuştur.

3- MEDDDİ MUNFASIL: Harfi medden sonra sebebi medden hemze gelir ve ikisi ayrı ayrı kelimelerde bulunursa meddi munfasıl olur. En az 1, en çok 4 elif miktarı uzatılır.

Örnek:على امة قالوا امنا وما انزل
Örnek açıklama:ياايها derken harfi med olan eliften sonra sebebi medden hemze geldiği ve ikisi ayrı ayrı kelimelerde bulunduğu için meddi munfasıl olmuştur.

4- MEDDİ LAZIM: Harfi medden sonra sebebi medden sükunu lazım gelirse meddi lazım olur.

En az 2, en çok 4 elif miktarı uzatılır.
Örnek:حاد يوادون لاتضار
Örnek açıklama:الحاق derken harfi med olan eliften sonra sebebi medden sukunu lazım geldiği için meddi lazım olmuştur.

5- MEDDİ ARIZ: Harfi medden sonra sebebi medden sükunu arız gelirse meddi arız olur. En az 1, en çok 4 elif miktarı uzatılır.

Örnek:يوم الدين خالدون رب العالمين
Örnek açıklama: يعلمون kelimesinde durduğumuz zaman harfi med olan vavdan sonra sebebi medden sukunu arız ortaya çıktığı için meddi arız olmuştur.

6- MEDDİ LİN: Harfi lin’den sonra sebebi medden sükun bulunursa meddi lin olur. En az 2, en çok 4 elif miktarı uzatılır.

Harfi Lin: iki tanedir.
1- Vav sakin olup bir öncesi üstün olursa. (لو ) gibi Örnek:اليوم
2- Ya sakin olup bir öncesi üstün olursa. (لى ) gibi. Örnek:عليك
Örnek açıklama:اليوم kelimesinde durduğumuz zaman harfi lin olanيو den sonra sebebi medden sukunu arız (bazen sukunu lazımda olabilir) ortaya çıktığı için meddi lin olmuştur.

TENVİN VE NUN-U SAKİN

TENVİN: Bazı kelimelerin sonunda görülen iki üstün, iki esre ve iki ötre’ye tenvin denir. Tenvin sakin nun demektir.

SAKİN NUN: Cezimli nun demektir. Kelimenin sonunda veya ortasında bulunabilir. Örnek:انتم


1-İHFA: Tenvin veya sakin nundan sonra ihfa harflerinden biri gelirse ihfa olur.

İhfa:Ğunnesini belirtmek suretiyle şeddeden arınmış olarak idğam ile izhar arası uygulanan bir haldir
İhfanın yapılışı: Dil ucu serbest bırakılarak nun sesinin genizden gelmesiyle yani ğunne ile okumaktır.
İhfa harfleri:صف- ذا- ثنا- جود- شخص- قد- سما- كرما- ضع- ظالما- زد- تقا- دم- طالبا- فترى
Örnek:جنات تجرى انتم لن تنالوا
Örnek açıklama:انتم derken sakin nundan sonra ihfa harflerindenت geldiği için ihfa olmuştur.

2- İZHAR: Tenvin veya sakin nundan sonra izhar harflerinden biri gelirse izhar olur.

İzharın yapılışı: Tenvin veya sakin nunu açıkça okumaktır. Yani tenvin veya sakin nunu izhar harfine katmadan ayrı ayrı okumaktır.
İzhar harfleri: boğaz harfleri olanه غ ع خ ح ا dir.
Örnek:وانحر رسول امين ينأون من امن
Örnek açıklama:ان هى derken sakin nundan sonra izhar harflerinden ه geldiği için izhar olmuştur.

3-İKLAB: Tenvin veya sakin nundan sonraب harfi gelirse iklab olur.

İklabın yapılışı: tenvin veya sakin nun, sakin mim harfine çevrilerek okunur.
Örnek:سميع بصير انبأهم من بعد
Örnek açıklama:صم بكم derken tenvinden sonra iklab harfi olanب geldiği için iklab olmuştur.

4-İDĞAMI MEAL ĞUNNE: Tenvin veya sakin nundan sonra يمنو harflerinden biri gelirse idğamı meal ğunne olur.


İDĞAM: iki harfi, şeddeli bir harf halinde okumaya denir. Yahut bir harfi kendisinden sonra gelen diğer bir harfte gizlemeye denir.


ĞUNNE: genizden (burundan) gelen nun sesidir.

Örnek:من مال ومن يعمل خيرا يره
Örnek açıklama:ومن يعمل derken sakin nundan sonra idğamı meal ğunne harflerinden ى geldiği için idğamı meal ğunne olmuştur.
NOT: Sakin nun, و veya ى harfi ile aynı kelime içersinde bulunursa idğam değil izhar olur.
Örnek:الدنيا صنوان قنوان بنيان

5-İDĞAMI BİLA ĞUNNE: Tenvin veya sakin nundan sonraلر harflerinden biri gelirse idğamı bila ğunne olur.

Örnek:اخذة رابية غفور رحيم من ربهم
Örnek açıklama:غفور رحيم derken tenvinden sonra idğamı bila ğunne harflerindenر geldiği için idğamı bilağunne olmuştur.

6-İDĞAMI MİSLEYN: Mahreçleri ve sıfatları aynı olan iki harf yan yana gelir ve birincisi sakin ikincisi harekeli olursa, birincisi ikincisine idğam edilir (katılır) ve bu idğama, idğamı misleyn denir. Bu durumda iki harf şeddeli bir harf gibi okunur.

Örnek:اذ ذهب قل لن يرتد الحاق ان
Örnek açıklama:فما ربحت تجارتهم derken mahreçleri ve sıfatları aynı olan iki ta harfi yan yana gelmiş ve birincisi sakin ikincisi harekeli olduğu için birincisi ikincisine idğam edilmiştir.
İdğamı Misleyn iki kısımdır:
1-İdğamı Misleyn Meal Ğunne: Sakin nun, nuna veya sakin mim, mime idğam edilirse idğamı misleyn meal ğunne olur.
Örnek:وندخلكم مدخلا ان نحن
2-İdğamı Misleyn Bila Ğunne: Nun ve mimin dışındaki harfler, kendi cinsinden bir harfe idğam edilirse idğamı misleyn bila ğunne olur.
Örnek:اذ ذهب قل لن

7- SAKİN MİMİN HALLERİ: Üç hali vardır.

1- Sakin mimden sonraم harfi gelirse idğamı misleyn meal ğunne olur.
Örnek: وندخلكم مدخلا
2- Sakin mimden sonraب harfi gelirse dudak ihfası olur.
Örnek:ترميهم بحجارة
3- Sakin mimden sonraم veب harflerinin dışında kalan harflerden biri gelirse izhar olur.
Örnek:لكم دينكم
Örnek açıklama:لكم دينكم derken sakin mimden sonra,م ve ب harflerinin dışında bir harf geldiği için izhar olmuştur.

8- İDĞAMI MÜTECANİSEYN: Mahreçleri bir, sıfatları farklı olan iki harf yan yana gelir, birincisi sakin ikincisi harekeli olursa idğam-ı mütecaniseyn olur. Birinci harf ikinci harfe idğam edilir.

Üç grup arasında meydana gelir:
1-ط د ت
Örnek:وقالت طائفة احطت ماعبدتم اثقلت دعوالله
2-ظ ذ ث
Örnek:اذ ظلموا ( Kur’an’da bir örneği vardır)
3-م ب Bu ise şartlı idğamdır. Yani önceب sonra م gelmesi şarttır. Kur’an-ı Kerim’de bir tane örneği vardır. (Tam tersi gelirse dudak ihfası olur.)
Örnek:يابنى اركب معنا (Hud-42)

9-İDĞAM-I MÜTEKARİBEYN: Mahreçlerinde veya sıfatlarında birbirine yakın olan iki harf yan yana gelip birincisi sakin ikincisi harekeli olursa birincisinin ikincisine idğam edilmesidir.


İki gurupta meydana gelir:

1-ق ك Kur’an-ı Kerim’de tek örneği vardır. (Mürselat suresi 20. ayet)
Örnek:الم نخلقكم
2-ل ر Bu grupta şartlı idğam vardır. Yani önceل sonra ر gelmesi şarttır.
Örnek:بل رفعه الله قل رب

10- KALKALE: Kalkale harfleri 5 tanedir. Bu harflerقطب جد cümlesindekiق ط ب ج د Harfleridir. Bu 5 harften biri kelimenin ortasında veya sonunda sakin olarak bulunursa kalkale olur.

Kalkale: kuvvetli bir ses çıkartılacak şekilde harfin çıkış yerini titretmeye, çatlatmaya denir.

NOT: Kalkale harfi şeddeli olduğunda kalkale yapılmaz. Ancak şeddeli kalkale harfinde durulursa kalkale yapılır.

Örnek:حق وتب تخرى يدخلون

11-LAFZATULLAH:الله Kelimesinin lafzı demektir.الله Kelimesi başındaki vasıl hemzesi ile okunursaل kalın okunur. Örnek:الله

Vasıl hemzesi ile değil de ondan önceki harfle okunursa:
1- Bu harfin harekesi kesra iseل ince okunur.
Örnek:بالله لله

2- Bu harfin harekesi zamme veya fetha iseل kalın okunur.

Örnek:نصرالله تالله والله

12- HÜKMÜR-RA ( RA’nın HÜKÜMLERİ ): Ra’nın 12 hali vardır. Bu 12 halin 5’i kalın, 4’ü ince, 3’ü ise hem ince hem kalın okunur.


KALIN OKUNAN YERLER:


1-ر harekeli olup harekesi fetha veya zamme olursa;

Örnek:رخوما ارايت
ر-2 sakin (cezimli) olup ondan bir önceki harfde fethalı veya zammeli olursa;
Örnek:وامر وانحر
ر-3 sakin, bir önceki harf de sakin, onun öncesindeki harf de fethalı veya zammeli olursa;
Örnek:فى الصدور والعصر
ر-
4 sakin, bir önceki harf de kesreli olur veر dan sonraki harf de huruf-u istila denilen

خص ضغط قظ Harflerinden birisi olursa;
 Örnek:مرصاد فرقة


NOT: Bu durumdaki harf-i isti’lanın meksur olmaması da şarttır. Şayet meksur olursa o zaman hem kalın, hem ince okumak caiz olur. Örnek:كل فرق ( Kur’an’da bir örneği vardır.)


5- ر sakin ر dan önceki harf de kesre-i arizi ile harekeli olursa; veya bir önceki harf kesreli vasıl hemzesi olursa;

Kesre-i Arizi: Asıl hakkı sükun iken bir nedenle kesrelenen harfin harekesi kesre-i arizi dir. (Hemze-i vasılların kesresi Kesre-i Arizidir.) Örnek:ارجعى لمن ارتضى

İNCE OKUNAN YERLER:


1-ر harekeli olup harekesi kesre olursa;

Örnek:رجال يريدر-

2 sakin,ر dan bir önceki harf ise kesreli olup, bir sonrasında da huruf-u istila harflerinden biri olmazsa;

Örnek:فى مرية مرفقا
ر-
3 sakin,ر dan önceki harf de sakin, ondan bir önceki harf de kesreli olursa;

Örnek:بصير حجر

4 sakin, ر dan önceki harf de lin harflerinden biri olursa;

Örnek:خير سير

HEM İNCE HEM KALIN OKUNAN YERLER:


1-ر sakin,ر dan bir önceki harf ise kesreli olup, bir sonraki harf de huruf-u istiladan ve kesreli olursa;

Örnek:كل فرق ( Kur’an’da bir örneği vardır.)

2- ر sakin,ر dan bir önceki harf huruf-u istiladan ص veya ط harflerinden biri olur, ondan bir önceki harf de kesreli olursa;

Örnek:عين القطر من مصر

3-فاسر اذا يسر ان اسر kelimelerinde durulduğunda umumi kural geleneği kalın; aslında bulunup sonradan hazfedilen (kaldırılan)ى lara işaret için ince okunur.


ZAMİR: Bir ismi gösteren, kelimenin aslından olmayan ve kelimenin sonunda bulunanه ye zamir denir.


1- Üzerinde durulmayarak geçildiğinde zamirden önceki harf harekeli ise bir elif miktarı uzatılır.

Örnek:انه به وله عنده
-وله lafzındaki zamirde mukadder (gizli) و
-به lafzındaki zamirde ise mukadder (gizli)ى harfi vardır.

NOT: لم ينته مانفقه kelimelerindeki ه harfleri kelimenin aslındandır. Yani zamir değildirler, uzatılmazlar.


2- Zamirden sonra sebeb-i med’den hemze bulunursa, meddi munfasıl olur ve bir elif miktarından fazla uzatılır.

Örnek:من علمه الا

3- Zamirden sonra sakin bir harf gelirse zamir uzatılmadan direk sakin harfe tutturulur.

Örnek: كرسيه السموات

4-Zamirden öneki harf sakin olursa zamir uzatılmayarak okunur.

Örnek:منه فيه عليه

NOT: Kur’an’da bu kaideye uymayan tek bir kelime vardır. Buda Furkan suresinin 69. ayetindekiفيه مهانا lafzındaki zamirdir. Kaideye göre uzatılmaması gerekirken kaideye uymaksızın bir elif miktarı uzatılarak okunur. ( Kesreden= (esreden) zammeye= (ötreye) geçmek zor olduğundan)


TEVCİH SORU VE CEVAPLARI 


Soru 1 Kur’an-ı kerim okumaya başlarken isti-azenin hükmü nedir  

Cevap 1 Süre evvellerinde isti-aza bir kısım Alimler vacip demişler isede esah olan ekser ulemaya göre sünnettir.

Soru 2 Süre başlarında besmelei şerife okumanın hükmü nedir  

Cevap 2 Berae(tevbe)süresi hariç bütün surelerin başı besmele-i şerifenin mahallidir.Besmele-i şerifenin okunması sünnettir.

Soru 3 Berae süresinin başında besmele-i şerif okunurmu  

Cevap 3 Berae süresinin başında besmele okumak caiz değildir.Diğer ayetlerinde ise beis yoktur.

Soru 4 Kur’an- kerim kaç tahrik üzere okunur?her tarika göre med miktarları ne kadardır  

Cevap 4 Kur’an-ı kerim 3 tarık üzere okunur.
 

Tahkik tarıkında:
Meddi tabii: 1elif mikdarı
Meddi muttasıl :4 elif mikdarı
Meddi munfasıl:4 elif mikdarı
Meddi lazım:4 elif mikdarı
Meddi Arız:4 elif mikdarı
Meddi Liin:3elif mikdarı med iledir…
Tedvir tarikınde
Meddi tabii: 1elif mikdarı
Meddi muttasıl :3 elif mikdarı
Meddi munfasıl:3 elif mikdarı
Meddi lazım:3 elif mikdarı
Meddi Arız:3 elif mikdarı
Meddi Liin:2 elif mikdarı med iledir…
Hadır tarıkında ise
Meddi tabii: 1elif mikdarı
Meddi muttasıl :2 elif mikdarı
Meddi munfasıl:1 elif mikdarı
Meddi lazım:2 elif mikdarı
Meddi Arız:1 elif mikdarı
Meddi Liin:2 elif mikdarı med iledir…

Soru 5 Tecvidin hükmü nedir  

Cevap 5 Tecvid öğrenmek ona riayet وَرَتِِلِ الْقُرْ ءَانَ تَرْتِيلاً hükmüne göre farzdır…

Soru 6 Tertil ne demektir  

Cevap 6 harflerin tecvid ve sıfatı lazimelerinin sıfat-ı arizelerini bilmek anlamak vakıflarını, durulacak yerler ve başlayacak yerleri bilmek ve tatbik etmektir.Vakıf ve ibtida peygamber efendimiz bizzat fiili sünneti ile sabittir.

Soru 7 Tecvid kelimesinin lugat manası nedir  

Cevap 7 Bir nesneyi güzel etmek ve hoşca yapmak manasınadır…

Soru 8 İlmi tecvidin şer’an hükmü ne ile sabittir  

Cevap 8Kitab Sünnet İcma-i ümmet ile sabittir.

Soru 9 Tecvidin tarifi nedir  

Cevap 9 و هو اعطاء الحروف حقوقها وترتب مراتبها وردالحرف الي مخرجه واصلهTecvid harflerin hakkını ve vermek mertebelerini tertip etmek harfi mahreç ve aslına red ermektir.

Soru 10 Tecvid ilmi nedir  

Cevap 10 kendisinde harflerin mahreçlerinden ve sıfatlarından bahs edilen bir ilimdir.Yani harflerin mahreç sıfatlarına uymak sureti ile kur’an-ı kerimi hatasız okumayı öğreten ilimdir.

Soru 11 Tecvidin gayesi ve faidesi  nedir?  

Cevap 11 Lisanı hatadan ve noksandan ve ziyadeden hıfz edip me’murun bihe imtisaldir.Yani harflerin mahreç ve sıfatalrına uymak sureti ile kur’an-ı kerimi hatasız okumayı öğreten bir ilimdir…

Soru 12 Tecvid eserinin ilk musannifi kimdir  

Cevap 12 Tecvid eseri ilk defa hicri 325 niladi 936 tarihlerinde vefat eden musa bin ubeydullah ibni yahya ibni hakan tarafından yazıldığı beyan edilmektedir…

Soru 13 Harfi med kaç tanedir neye denir  

Cevap 13 Harfi med 3 dür و ي ا
و sakin olsa makabli mazmum olsa
ي sakin olsa makabli meksur olsa
ا elif ise daima sakin olup makabli meftuh olmakla cemi zamanda harfi med olur Her üç harf kendi cinsinden hareke alırsa harfi med olur (Mukadder harf ile)

Soru 14 Harfi liin kaç tanedir neye denilir  

Cevap 14 Harfi liin 2 dir و ي sakin olup makabilleri meftuh olursa harfi liin olur her 2 harf kendi cinsinden hareke almaz harfi liin harfi med demektir…

Soru 15 Aslı med ne demektir, Fer-ı med ne demektir, Aralarındaki fark nedir  

Cevap 15 Aslı med 1 elif mikdarı (kasrı med)demek olup vacip hükmündedir…
Fer-ı med asli med üzerine zaid olandır ki yani 1 elif üzerine ziyade olan 2 elif 3 elif 4 elif 5 elif mikdarı çekmek caizdir.bunlara meddi medid meddi mezid de denilir…

Soru 16 Harfi lin ile harfi med arasındaki fark nedir  

Cevap 16 Harfi medler de kendi cinsinden hareke alıp kendisinden evvel ki harfin sesini 5 elif mikdarına kadar uzatır.
Harfi liin ise kendi cinsinden hareke almayıp ehaffül harekat olan fetha harekesini aldığından ve kendi sesi uzatıldığı için 3 elif mikdarına kadar ses uzatılır.

Soru 17 Meddi muttasıl ve meddi lazım dışında med bablarında meddi vacip hükmü varmıdır  

Cevap 17 Meddi tabii dahi herne kadar medlern mertebelerinde vacip ifadesi yok isede her med babında bir elif mikdarı yani asli med vaciptir.

Soru 18med kaç nev’idir  

Cevap 18 Meddin nev’ileri 10 tanedir…
1) Meddi tabii
2) Meddi muttasıl
3) Meddi munfasıl
4) Meddi lazım
5) Meddi arız
6) Meddi liin-i sukunu arız
7) Meddi liin-i sukunu lazım
 Meddi temkin
9) Meddi ibdal
10) Meddi manevi (7 tanesi misalleri ile bilinmektedir.)

Soru 19 Hafs rivayetine göre kaç yerde teshil vardır  

Cevap 19 Hafs rivayetine göre 7 yerde teshil vardır.
آلذَكَرَيْنِ gibi 2 yerde
آلاَنَ gibi 2 yerde
آللهُ gibi 2 yerde
اَعْجَمِيٌّ kelimesinde tek yerdedir.Sadece tek teshil vechi ile okunur.Diğer 6 yerde ise bir tek tahkik ve bir de teshil ile okunurlar.Ehlinden bil müşafehe öğrenilir.

Soru 20 Vakıf kaç kısımdır  

Cevap 20 Cumhur-u ulamaya göre 4 kısımdır.
Vakf-ı tam يَوْمُ الدِينُ gibi
Vakf-ı hasen الحمدالله gibi
Vakf-ı kâfi اَمْ لَمْ تُنْزِرْهُمْ لا يُؤْمِن gibi
Vakf-ı kabih لَقَدْ كَفَرالذِينَ قالوُ gibi

Soru 21 Ravmın hükmü nedir? Hangi kelimede nasıl yapılır?

Cevap 21 ravm vasıl hükmündedir.Kelimenin son harfi kalkale harflerinden olmayan ahiri mazmum ve meksur olan kelimelerde kasr-ı med ile harekenin 3’de birini ifade edilerek yapılır…

Soru 22 İşmamın hükmü nedir? Hangi kelimede nasıl yapılır?

Cevap 22 İşmam vakıfta ve vasılda ahiri mazmum ve sükûnlarda yine ahiri kalkale olmayan kelimelerde yapılır..

Soru 23 Haf rivayetine göre hangi kelimede imale yapılır.İmale ne demektir?

Cevap 23 ya kesraya meyl ettirerek okuamaktır.Hafs rivayetine göre kur’an-ı kerimde bir yerdedir.

Soru 24 İdğam-ı meal gune harflerinden hangileri nakıs idgam ile okunur?

Cevap 24 يمنو Harflerinde و ile ي idgam-ı nakıs ile okunur. و ile ي bir kelimede vaki olursa idgamda ki izhar ile okunur. بنيان غنوان gibi…

Soru 25 İdgam-ı mütecaniseyn de لءن بسطت keimesinde idgam-ı nakısmıdır tamıdır?

Cevap 25 فَرَّطت اخطتُ لءن بسطت kelimelerinde idgam-ı nakıstır…

Soru 26 İdgam-ı mütekarıbeynde ق ك Mahrecinde الم نخلقكم[/size]Kelimesinde idam tamıdır nakısmıdır?

Cevap 26 Hem idgam-ı tam hem idgam-ı nakıstır.

Soru 27 الله Lafza-i celali idgam-ı şemsiyyemidir?

Cevap 27 الله Lafza-i celali idgam-ı şemsiyye degildir.Çünki Cenab-ı hakk’ın zatının ismi olması hasebiyle hiç benzeri olmayan hususi bir isim ve kelimedir. اile لlam-ı tağrif değildir.Çünki nida halinde diye sabit kalabiliyor ve hemze-i kat’i olabiliyor Ancak teskili istiğmal için kullanılmıştır…

Soru 28 فيه مهانا kelimesinde niçin zamir med edilerek okunur?

Cevap 28 3 sebebdendir.Kafirlere azabın şiddetinden kesradan zambeye geçişde sıkletten فيه kelimesini مهانا dan ayırmak için hafs rivayetinde zamir med ile okunur…

Soru 29 Sekte kaç yerdedir,Tağrifi hükmü nelerdir?

Cevap 29 sekte nefes almakdan sesi kesmek demektir…Sekte vakıf hükmünde vakfa yakın bir keyfiyyetdir.4 yerdedir ayrıca 9 yerde ise ha-i sekte vardır…

Soru 30 Lahn ne demektir.Kaç kısımdır şartları nalerdir?

Cevap 30 Lahn tecvide uymamaktan doğan hatalara denilir.2 kısımdır.Lahn-ı celi, lahn-ı hafi
Lahn-ı celi : Açık hata demektir.Bu hata işlendiğinde namaz bozulur tahrimen mekruhtur.Bu hatalardan kurtulacak kadar tecvid bilmesi farzdır.Hataların bazıalrı şunlardır.Harflerin sıfat-ı lazimelerinde kelimelerin harflerinde ,harekelerinde, sukunlarında değiştirmek gibi…

Soru 31 Lahn-ı hafi hangi hataların yapılışındadır?

Cevap 31 Harflerin sıfatı arızelerinde meydana gelen ihfa,izhar,iklab,idgam,gunneyi terk etme,kalın harfi ince, ince harfi kalın okuma, kasr-ı med med olan yerleri kasır yapmak, hareke ile vakıf yapmak kuvvetliyi zayıf ,zayıfı kuvvetli okumak gibi…
Soru 32 Vakıf halinde kelimenin ahiri iki örteli ve ya iki esreli yerlerde ravm ve işmam yapılırmı? Hükmü nedir?
Cevap 32 bu gib yerlerde ravm ve işma yapılır.Çünki ik ötre iki esre tek ötre ve tek esre hükmündedir…
Soru 33 İdgamların, şeddelerin,gunnelerin,ihfaların icrasında ayrıntıları ile birlikte üzerinde durma zamanı ne kadardır?
Cevap 33 İdgamlada, şeddelerde,gunnelerde,ihfalarda üzerinde durma zamanı tahkik tarikında:1,5 elif mikdarı ,tedvir tarikinde:1 elif mikdarı hadır tarikinde ½ elif mikdarı bir zaman tutulur…
Soru 34 Vakıf alametinin başka adı varmıdır,bu alametlerin mucidi kimdir, Bu alametler hangi harflerdir?
Cevap 34 Vakıf alametinin bir adıda secavent alametleridir.Durak işaretide denir.(durak denmez) Bu alametlerin mucidi ise Muhammed ibni Tayfur secavendi hazretleridir.Bu zatın künyesi ve lakabına izafeten secavent alemetide denir şol harflerdir… ط م ج قف ز ق ص ك لا ve üç noktadır….
Mahrec: Harfin çıktığı yere denir.
Harflerin çıkış yerleri:
1-Ağız boşluğu; Boğaz’ın bitiminden dudaklara kadar ağzın içinde kalan bölüme denir. Buradan uzatma harfleri olan ا ى و çıkar.
2-Boğaz; Boğazın göğse bitişik olan yerinden, dil dibine kadar olan yere denir. Üç mahreçtir:
1-Boğaz aşağısı : ه ء
2-Boğaz ortası : ح ع
3-Boğaz üstü : خ غ
3-Dil: Boğazın ağza yakın olan yerinden, ön dişlere kadar ağız içinde olan dile denir. On mahreçtir.
ث ذ ظ ص س ز ت د ط ر ن ل ض ى ش ج ك ق
4-Dudaklar: Ön dişlerden dışarı olan dudaklara denir. Buradan و م ب ف çıkar.
5-Geniz: Geniz boşluğuna denir. Ğunne çıkar. (Ğunne genizimizden çıkardığımız sese denir.)

HARFLERİN SIFATLARI

1-A) Zıttı Olan Sıfat-ı Lazimeler: harflerin zatından ayrılması mümkün olmayan sıfatlardır.
1- Cehr: Sesi aşıkar etmek.
1- Hems: sesi gizlemek.
2- Şiddet: Sesin akmaması güçlü okunması.
2- Rehavet: Sesin akması.
3- İsti’la: Dilin kökü ile birlikte damağa yükselmesi.
3- İnhifat: İstifale: İstilanın zıddıdır. Dilin damağa yükselmemesi, aşağıda kalması.
4- İtbak: Dilin üst damağa yapışması veya yapışmaya yakın kalkması.
4- İnfitah: Dil ile damağın ayrılması.
5- Izlak: Kolaylık ve sürat.
5- Ismat: Harfi söylerken dile ağır geldiğinden 4, 5 ve 6 harfli kelimeler, izlak harfleri olan
ف ر م ن ل ب olmaksızın kullanılmalar.
B) Zıttı Olmayan Sıfat-ı Lazimeler
1-Safir: Dil ucu ile ön alt dişlerin arasından kuş sesi veya ıslık sesine benzer kuvvetli bir sesin çıkması.
2-Kalkale: Mahrecin kımıldaması.
3-Lin: Harfin kolay ve yumuşak çıkarılması.
4-İnhiraf: Bu harfler okunurken dilin öne veya arkaya doğru meyl etmesi.
5-Tekrir: Ra harfi okunurken dil ucunun titremesi.
6-Tefeşşi: Şın harfi okunurken sesin dil ile damak ortasında yayılması.
7-İstidale: Dad harfi okunurken dil kenarının üst azı dişlerden, lam mahrecine kadar uzanması.
2-Sıfatı Arızalar:
Harften ayrılması mümkün olan, ayrıldıkları zaman harfin zatını değiştirmeyen sıfatlar.
1-Tefhim: Harfi kalın okumak
2-Terkik: Harfi ince okumak.
3- İdğam:İki harfi bir harf yapıp şeddeli okumak.
4- İhfa: Şedde yapmadan, izhar ile idğam arası ğunneli okumak.
5- Izhar: İki harfin arasını birbirinden ayırmak.
6- Kalb=İklab: Bir harfin başka bir harfe dönmesi. Yani nunu sakin veya tenvindeki nun sesinin mime dönmesi.
7- Med: Harfin uzatılması
8- Vakıf: Nefesle beraber sesin kesilmesi.
9- Sekte: Nefes almadan sesi kesmektir.
10- Hareke: Harfin harekeli olması.
11- Sükun: Harfin harekesiz olması.

Tertil
: Bir şeyi güzel, düzgün ve tertip ile kusursuz bir şekilde açık açık, hakkını vererek açıklamaktır.
Kur’ân’ın tertili de böyle her harfinin, edasının, tertibinin, mânâsının hakkını doyura doyura vererek okunmasıdır.
Burada رَتِّلِ emrinden sonra تَرْتِيلاً mastarıyla vurgu yapılması da bu tertîlin en güzel şekilde olmasının arandığını gösterir.
Bir söz aslında ne kadar güzel olursa olsun gereği gibi güzel okunmayınca güzelliği kalmaz. Güzel okumasını bilmeyenler güzel sözleri berbat ederler. Sözün tertîl ile güzel söylenmesi ve okunması ise sade ses güzelliği ile gelişi güzel eze büze şarkı gibi okumak, saz teli gibi sade ses üzerinde yürümek kabilinden bir musikî işi değildir.
Kelimelerin dizilişinin mânâ ile uyum sağlaması ve dilin fesahat ve belagatı hakkıyla gözetilerek ruhî ve manevî bir uygunlukla, yerine göre şiddetli, yerine göre yumuşak, yerine göre uzun, yerine göre kısa okuma, yerine göre Ğunne, yerine göre izhar, yerine göre ihfa, yerine göre iklâb, yerine göre vasıl, yerine göre sekit veya vakıf; kısacası bütün maksat, mânâyı duymak ve mümkün olduğu kadar duyurmak olmak üzere Tecvid ile okuma işidir.
Bunun için Kur’ân okurken Tertil ve Tecvid gerekir. Tecvid de, kaf çatlatmak derdiyle, çatlatmaktaki mânâyı kaybetmek değildir.

Nun’u Sakin ve Tenvin:

Nun’u Sakin ve Tenvin’in Hükümleri

İzhar:
Cezimli nundan (نْ) sonra aşağıda görülen 6 boğaz harflerinden birisi gelirse, o zaman cezimli Nunu Gizleme olmadan normal ve açık bir halde okuruz.

İdğam: (şeddeli okuma):
Cezimli nun (نْ) veya Tenvinden sonra aşağıda görülen 6 harften birisi gelirse, o zaman cezimli Nunu kendinden sonra gelen harfin içine tamamen koyarak o harfi de genizimizden çıkardığımız ğunne sesi ile veya ğunnesız şeddeleyerek okuruz.

İklab (م’e dönüştürüp okuma)
: İklab, bir şeyi dönüştürme veya çevirme manalarına gelir. Burada ise, Cezimli nun (ن) veya Tenvinden sonra sadece ب harfi gelirse, o zaman cezimli Nunu, م olarak genizimizden çıkardığımız ğunne sesi ile beraber okuruz.

İhfa (Gizleme)
: Cezimli nun (نْ) veya Tenvinden sonra aşağıda görülen 15 harften birisi gelirse, o zaman cezimli Nunu kendinden sonra gelen harfi gizleyerek genizimizden çıkardığımız ğunne sesi ile beraber okuruz.

Cezimli Mim’in Hükümleri

Cezimli Mimden sonra gelen harfe göre aşağıdaki üç kısım oluşur.
 
1. Dudak İhfası
 
2. Dudak İzharı
 
3. Küçük idğam-ı misleyn
 
Dudak İhfası: Cezimli Mimden sonra ب harfi gelirse agzımızı tam kapatmadan gizleme yaparak okunmasıdır.
 
Küçük idğam-ı misleyn: Biri cezimli biri harekeli iki mim yanyana geldiginde seddeli ve gunneli Mimin olusmasıdır.
 
Dudak İzharı: Cezimli Mim’den sonra Be ve Mim’den sonra geri kalan harflerden birisi gelirse açık bir şekilde okunur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder