21 Aralık 2012 Cuma

TECVİD DERSLERİ 10 VİDEO

 TECVİD DERSLERİ 1



 TECVİD DERSLERİ 2


 TECVİD DERSLERİ 3


 TECVİD DERSLERİ 4


 TECVİD DERSLERİ 5


 TECVİD DERSLERİ 6


 TECVİD DERSLERİ 7


 TECVİD DERSLERİ 8


 TECVİD DERSLERİ 9


 TECVİD DERSLERİ 10







19 Aralık 2012 Çarşamba

Şafii Mezhebine Göre Hac

Teşrik Günleri'nde Mina'da Gecelemek

Hacı Teşrik Günleri'nde cemrelere taş atıp Mekke'de geceleyemez. Hacı'nın, birinci ve ikinci teşrik günlerinde Mina'da kalması vacibdir. Fakat üçüncü günün güneşi batmadan önce Mina'yı terketmesi şartıyla
Müslim bu ruhsattan yararlanabilir. Güneş batarken hâlâ Mina sınırları içinde olan kişinin, o geceyi de -gecenin çoğunu- Mina'da geçirmesi gerekir. Sonra çıkıp sabah namazında Mekke'ye gidebilir. Sonra taşlan atmak için tekrar Mina'ya dönebilir. Çünkü bu durumda üçüncü günün taşlarını atmak vacibdir. Bütün bunların delili, Cabir'in Hz. Peygamber'in haccınin keyfiyeti hususunda rivayet ettiği Müslim ve başka muhaddislerin tahric ettiği hadîstir.

Şafii’de hac ve umre

Hac, lügatte herhangi birşeyi işlemeyi kasd etmek manasına gelir. Fıkıhta ise, aşağıda izahı gelecek olan menasiki (hacvazifelerini) ifa etmek için Kabeyi kasd etmektir.

Haccın hakikati ise, altı rükünden ibaret olan nüsükler (hac vazifeleridir.)

Umre ise, lügatte bir yeri ziyaret etmek manasına gelir. Fıkıhtaki tarifi ise, aynen haccın tarifi gibidir. Yani aşağıda izahı gelecek olan menasiki (umre vazifelerini) ifa etmek için Kabe’yi kasd etmektir.

Hayatta bir kere hac ve umre yapmak farzdır. Allahü teala buyuruyor ki:
“Ona (yani Beyt’e) bir yol bulabilenlerin (yani gücü yetenlerin) Beyt’i hacc etmesi, Allah’ın insanlar üzerindeki bir hakkıdır.”
“Hac ve umreyi, Allah için tam olarak yapınız.”

Hadis-i şeriflerde de şöyle buyuruluyor: 
“Ey insanlar! Hiç şüphesiz Allah, size hac etmeyi farz kıldı. Siz de hac ediniz!”
“Hiç şüphesiz hacı, evinden çıktığı zaman attığı her adımına karşı Allah, ona bir hesene yazar ve bir günahını siler. (Hacılar) Arafat’ta vakfeye (durunca), Allahü teala, meleklere karşı onlarla iftihar eder ve buyurur ki:
“Kullarıma bakın! Bana; saçları dağınık, toz ve toprak içinde geldiler! Sizi şahit yapıyorum ki, onların günahları, yağmur damlaları ve alec’in kum taneleri kadar da olsa, affettim.”
“Onlardan biri, cemrelere taş attığı zaman, ne kadar sevab kazandığını bilmez ta ki, kıyamet gününde kendisine sevabları verilinceye kadar. Başını tıraş ettiği zaman, başından düşen her kıl için, kıyamet gününde ona bir nur verilir. Son defa Beyt’i tavaf ettiği zaman ise, annesinin onu doğurduğu günkü gibi günahlarından sıyrılır.”
“Her kim, Allah için hac eder de, refes etmez ve fıska düşmezse, anasından doğduğu günkü gibi günahlarından sıyrılır. İki umre, aralarında (işlenen günahlara) kefarettir. Mebrur olan haccın Cennetten başka karşılığı yoktur.”

Haccın vücub şartları
Haccın vücub şartları, yani haccın bir insana farz olması için gereken şartlar şunlardır:
1- Müslüman olmak. Kâfirlere farz değildir.
2- Akıllı olmak. Delilere farz değildir.
3- Baliğ olmak. Baliğ olmamış çocuklara farz değildir.
4- Hür olmak. Kölelere farz değildir.
5- Gücün yetmesi. İmkânı olmayan fakirlere farz değildir.

Haccın rükünleri
Haccın hem rükünleri, hem de vacibleri vardır. Aradaki fark şudur: Rükünlerden biri terk edildiği takdirde hac bozulur ve fidye vermekle sahih olmaz.Fakat vaciblerden biri terk edildiği takdirde, fidye vermek gerekir ve böylece hac sahih olur. Haccın rükünleri altı tanedir, şöyle ki:
1- İhram. Yani hacca girmeye niyet etmek. Şöyle niyet edilir: “Neveytül-hacce ve ahramtu bihi lillahi teala. Lebbeykellahümme lebbeyk. Lebbeyke la şerike leke lebbeyk. İnnel hamde ven-ni’mete leke velmülk la şerike lek.”
(Allahü teala için hac etmeye ve hac ibadetine girmeye niyet ettim. Ben, emrine amadeyim, ya Rabbi emrine amadeyim! Emrine amadeyim, senin ortağın yoktur, emrine amadeyim. Hamd, ni’met ve mülk senindir, ortağın yoktur.) Bu niyet kalb ile getirilir. Dil ile söylenmesi de sünnettir.

2- Arafat’ta vakfe yapmak. Yani orada durmak. Bunun zamanı, Zilhicce ayının 9’uncu günü “Zeval” vaktinden başlayıp, 10’uncu gününün yani kurban bayramının birinci gününün fecrine kadar devam eder.

3- İfada tavafı. (Farz olan tavaftır.) Bunun vakti, daha önce vakfe yapanlar için, Arafe gününü, Bayram gününe bağlayan gecenin yarısından itibaren başlar. Tavaf, Kabe’nin etrafında dönmek, demektir. Tavafın sahih olması için şu şartlara uyulması gerekir:

a) Tavafa, “Hacer-i Esved”den başlamak.
b) Tavaf esnasında. “Kabe-i Muazzama”yı sol tarafına almak.
c) İleri gitmek suretiyle tevafı sürdürmek.
ç) Tavafı “Mescid-i Haram “ın içinde yapmak.
d) Hades ve necasetten temiz olmak. Yani cünüp ve abdestsiz olmamak. Bir de; bedende, elbisede ve basılan yerde necaset bulunmamak.
e) Setr-i avret. Yani örtülmesi gereken yerleri örtmek. Hür erkeğin avreti, diz ile göbek arasıdır. Hür kadının avreti ise, yüz ve eller hariç bütün bedendir.
f) Kabe’nin etrafında yedi kere dönmek.
g) Tavafı, Kabe’nin dışında yapmak.

4- Sa’y. Yani yedi defa “Safa” ile “Merve” arasında gidip-gelmek. Sa’yin sahih olması için, şu hususlara riayet etmek lazımdır:
a) Sa’yin “Kudüm” veya “İfada” tavafından sonra yapılması.
b) Sa’ye, Safa’dan başlayıp Merve’de bitirmek.
c) Sa’yin 7 kere olması. Gidiş bir kere, geliş bir kere sayılır.

5- Halk. Yani tıraş olmak. Başın en az üç kılını kırpmak veya başka bir şekilde gidermek suretiyle bu farz yerine getirilmiş olur. Ancak bunun Arafat vakfesinden ve bayram gecesinin yarısından sonra olması şarttır.

6- Tertip. Yani rükünlerin çoğunu, sırayla yapmak. Şöyle ki, niyeti haccın bütün rükünlerinden önce yapmak. Arafat vakfesini de, İfada tavafı ile saç tıraşından önce yapmak. Saiy işini de, Kudüm tavafından sonra yapılmamış ise, İfada tavafından sonra yapmak suretiyle sıraya riayet etmek gerekir.

Haccın vacibleri
Haccın vacibleri:
1- İhrama “Mikat”ta girmek. Sadece ihrama girmek rükündür. İhrama, “Mikaf’ta girmek ise, vacibdir.

Mikatlar şunlardır:
a) Mekke-i mükerremede bulunan kimselerin hac mikatı, Mekke’nin kendisidir. Umre mikatı ise, Mekke’nin Harem bölgesinin dışı mesela Ciranedir. Mekke’nin dışan-da kalan kimselerin hac ve umre mikatları ise şöyledir:
b) Medine-i münevvere tarafından gelenler için, “Zülhuleyfe” denilen yerdir.
c) Mısır ve Suriye tarafından gelenler için “Cuhfe” denilen yerdir.
ç) Yemen Tihame’si tarafından gelenler için “Yelemlem” denilen yerdir.
d) Yemen ve Hicaz Necdleri tarafından gelenler için, “Kam” denilen yerdir.
e) Irak tarafından gelenler için “Zat-ı ırk” denilen yerdir.

Bu mikatlardan birisinden geçecek olan kimsenin burada ihrama girmesi gerekir. Şayet kişinin geldiği yolda bir mikat yoksa, bulunduğu yolda hangi mikatın hizasına gelirse, hizaya geldiği yer, onun mikatıdır. Şayet iki Mikatın hizasına geliyorsa en yakın olan onun mikatıdır. Yolda hiçbir mikatın hizasına gelmezse, Mekke-i mükerremeden iki merhale uzaklıktaki yer onun mikatıdır.

2- “Müzdetife”de gecelemek. Yani bayram gecesinin yarısından sonra, Müzdelife’de bir an dahi olsa durmak.

3- “Mina “da gecelemek. “Eyyam-ı teşrik” yani bayramın birinci gününden sonraki üç günün gecelerinin çoğunu Mina’da geçirmek.

4- Her üç “Cemre”ye taş atmak. Bayramın birinci günü yalnız “Cemret-ül-Akabe”ye 7 tane taş atılır. Bunun vakti bayram gecesi gece yarısından itibaren başlar.Bayramın diğer günlerinde ise, her üç cemreye, her gün ayrı ayrı olarak, 7’şer taş atılır. Bunların vakti de, her gün öğle namazının vaktinin girmesiyle başlar.

5- İhramda haram olan şeylerden sakınmak.

Esah olan kavle göre veda tavafı, vacib değil, sünnettir. Terk edildiği takdirde “Dem” vermek de, sünnettir. 

Umrenin rükünleri
Umrenin rükünleri şunlardır:
1- İhram. Yani umreye girmeye niyet etmek. Şöyle niyet edilir: “Neveyt-ül-umrete ve ahramtu biha lillahi teala lebbeykellahümme lebbeyk. Lebbeyke la şerike leke lebbeyk. İnnel-hamde ven-ni’mete leke vel-mülk la şerike lek.”
(Allahü teala için umre yapmaya ve umre ibadetine girmeye niyet ettim. Ben, senin emrine amadeyim, ya Rab-bi emrine amadeyim! Emrine amadeyim, senin ortağın yoktur, emrine amadeyim. Hamd, nimet ve mülk senindir, ortağın yoktur.)
Bu niyet kalb ile getirilir. Dil ile söylenmesi ise, sünnettir. Niyet senenin bütün günlerinde yapılır. Yani senenin her gününde umre yapılabilir.Mekke’nin dışından gelenlerin, bu niyeti mikatta veya mikattan önce getirmeleri gerekir. Mekke’de olanların da, Harem, denilen bölgenin dışına çıkıp orada, mesela Cirane denilen yerde niyet getirmeleri gerekir. 

2 -Tavaf. Yani yedi kere Ka’benin etrafında dolaşmak.

3- Sa’y. Yani yedi defa “Safa” ile “Merve” arasında gidip-gelmek. Sa’yin sahih olması için, şu hususlara riayet etmek lazımdır:
a) Sa’yin, tavaftan sonra olması.
b) Sa’ye, Safa’dan başlayıp Merve’de bitirmek.
c) Sa’yin 7 kere olması. Gidiş bir kere, geliş bir kere sayılır.
4- Halk. Yani tıraş olmak. Başın en az üç kılını kırpmak veya başka bir şekilde gidermek suretiyle bu farz yerine getirilmiş olur.
5- Tertip. Yani rükünlerinin tamamını sırayla yapmak. 

Umrenin vacibleri
1- Mikat’ta ihrama girmek.
2- İhramda haram olan şeylerden sakınmak.. 

Hac çeşitleri
Hac üç şekilde yapılır, şöyle ki:

1- İfrad haccı. Efdal yani en faziletli olan hac şekli budur. Bunu yapmak isteyen kimse, mikatta veya mikattan önce sadece hacca niyet eder. Niyet şöyledir: “Neveytül-hacce ve ahramtu bihi lillahi teala. Lebbeykellahümme lebbeyk. Lebbeyke la şerike leke lebbeyk. İnnel hamde ven-ni’mete leke vel-mülk la şerike lek.”
(Allahü teala için hac etmeye ve hac ibadetine girmeye niyet ettim. Ben, senin emrine amadeyim ya Rabbi, emrine amadeyim! Emrine amadeyim, senin ortağın yoktur, emrine amadeyim. Hamd, nimet ve mülk senindir, ortağın yoktur.)

İfrad haccını yapan kimse Mekke-i mükerremeye varıp kudüm tavafını yaptıktan sonra ihramlı olarak durur. Zamanı gelince hac menasikini yapar. Hac menasikini bitirdikten sonra ihramdan çıkar. Sonra Harem mıntıkasının dışına çıkarak, umre için niyet eder ve umre yapar.

2- Temettü’ haccı. Bunu yapmak isteyen kimse, mikatta veya mikattan önce, sadece umreye niyet eder. Niyet şöyledir: “Neveytül-umrete ve ahramtu biha lillahi teala lebbeykellahümme lebbeyk. Lebbeyke la şerike leke lebbeyk. İnnel-hamde ven-ni’mete leke vel mülk la şerike lek”
(Allahü teala için umre yapmaya ve umre ibadetine girmeye niyet ettim. Ben, senin emrine amadeyim ya Rabbi, emrine amadeyim! Emrine amadeyim, senin ortağın yoktur, emrine amadeyim. Hamd, nimet ve mülk senindir, ortağın yoktur.)

Temettü’ haccını yapan kimse, Mekke-i mükerremeye varınca; umre için tavaf ve saiy yapar, sonra tıraş olup ihramdan çıkar. Zamanı gelince; bulunduğu yerde sadece hacca niyet ederek ihrama girer ve haccını yapar. Bu şekilde temettü’ haccını yapan kimsenin, kurban kesmesi vacidir.

3- Kıran haccı. Bunu yapmak isteyen kimse, mikatta veya mikattan önce hem hac hem de umreye niyet eder. Niyet şöyledir: “Neveytül-hacce vel-umrete ve ahramtu bihima lillahi teala. Lebbeykellahümme lebbeyk. Lebbeyke la şerike leke lebbeyk. İnnel hamde ven-ni’mete leke vel-mülk la şerike lek.”
(Allahü teala için hac ve umre yapmaya ve hac ile umre ibadetlerine girmeye niyet ettim. Ben, senin emrine amadeyim ya Rabbi, emrine amadeyim! Emrine amadeyim, senin ortağın yoktur, emrine amadeyim. Hamd, nimet ve mülk senindir, ortağın yoktur.)

Kıran haccını yapan kimse; Mekke-i mükerremeye varıp kudüm tavafını yaptıktan sonra ihramlı olarak durur. Sonra zamanı gelince, hac menasikini yapar. Bu durumda umre menasiki de hac menasikinin içine girer. Dolayısıyla ayrıca umre menasikini yapması gerekmez. Kıran haccını yapan kimsenin de, kurban kesmesi vacibdir.

İhramda haram olan şeyler
Hac veya umre yapmak için niyet edip ihrama giren kimseye bazı şeyler haram olur. İhramda, haram olan şeyler şunlardır:
1- Erkeğin, dikilmiş, örülmüş veya başka bir şekilde imal edilmiş elbiseyi mutad yani normal şekilde giymesi.
2- Erkeğin, başını veya başının bir kısmını örtmesi.
3- Kadının, örtü sayılabilecek bir şeyle yüzünü örtmesi. Hem erkek hem de kadının eline eldiven giymesi.
4- Erkek ve kadının; vücuduna, elbisesine veya yatağına güzel koku sürmesi.
5- Erkek ve kadının; zeytinyağı, tereyağı, cevizyağı ve bademyağı gibi yağlarla saçını, sakalını veya yüzünün diğer tüylerini yağlaması.
6- Erkek ve kadının; baştan veya vücudun diğer yerlerinden kıl veya kılın bir kısmını herhangi bir şekilde alması.
7- Erkek ve kadının; tırnak veya tırnağın bir kısmını kesmeleri.
8- Nikah akdinde bulunmak. Erkek ve kadının; evlenmesi veya erkeğin velisi veya vekili bulunduğu birini evlendirmesi. İhramda olan kimse, ihramda olmayan kadın ve erkeğin nikahında şahitlik yapabilir.
9- Erkek ve kadının, “Cima” etmesi yani cinsi münasebette bulunması. Şehvetle öpmek, dokunmak, kucaklamak gibi cinsel ilişki arzusunu kamçılayan davranışlar da yasaktır.
10- Mekke-i mükerremede veya dışında; vahşi ve eti yenen kara hayvanına taarruz etmek, mesela; avlamak, ürkütmek ve yerini avcıya göstermek. Yine harem bölgesinin ağaç ve otlarına taarruz etmek, mesela; kesmek veya yolmak. 

Şafii Mezhebi: Mîkat - Zamanı Mikat - Mekânı Mikatlar


Mîkat, zaman ve mekân bakımından iki kısma ayrılır. Zamandan maksat, hac için ihrama girilen Şevval, Zilkade ve Zilhicce'nİn ilk on gü-nüdür. Mekân'dan maksat ise hacca niyet eden kişinin ihramsız olarak geçmesinin caiz olmadığı mîkatlardır. Şimdi bunların genel kaidelerini açıklayalım:

Zamanı Mikat


Bu Şevval, Zilkade ve Zilhicce'nİn ilk on gününden ibarettir. Bu be-lirtilen zaman, hac için ihrama girme zamanıdır. Bu zamandan önce ih-rama giren kişinin haccı sahih olmaz. Allah Teâlâ 'Hac bilinen ay-lar(da)dır' (Bakara/197) ayetinde bunu kasdetmektedir.

Mekânı Mikatlar


Bunlar Harem-i Şerifi her yönden kuşatan belli sınırlardır. Uzak memleketlerden gelenler için Hz. Peygamber bu sınırları tesbit etmiştir. Oraya gelenlerin -eğer ihrama girmernişlerse- orada ihrama girmeleri ve ihramın gereklerini yerine getirmeleri gerekir. Biz ihramın vaciblerinden ileride bahsedeceğiz. Bu sınırlar aşağıda belirtilmiştir:

A. Zu'1-Huleyfe


Bu, Medine'den hacca gelenler için tesbit edilen mîkattır. Buraya şu anda 'Ebyar-ı Ali' (Ali'nin kuyuları) denilmektedir. Medine'de bulunan kişinin, Hz. Peygamber'in ihrama girdiği mescidden itibaren ihrama gir-mesi mendubdur.

B. Cuhfe


Burası Şam, Mısır ve Mağrib'den hacca gelenler için tesbit edilen mî-kattır. Buralardan gelenlerin bu mekâna ulaştıklarında niyet edip ihrama girmeleri vacib olur.

C. Yelemi em


Burası, Yemen'in Tihame bölgesinden gelenler için tesbit edilmiş mî-katbr.

D. Karn


Burası, Yemen'den ve Hicaz'ın Necd bölgesinden gelenlerin mî-katıdır.

E. Zatu'Irk


Burası, Irak, Körfez ve benzerleri gibi doğu tarafından gelenlerin mî-katıdır.
F. Evi bu zikredilen yerler ile Mekke arasında bulunanların mîkatı ise kendi evleridir. Bunlar yolculuğa başladıkları yerde ihrama girebilirler. Mekke halkı da evlerinde, Mekke'nin içinde ihrama girerler.
Bunun delili, İbn Abbas'ın rivayet ettiği şu hadîstir: Hz. Peygamber, Medineliler için Zu'1-Huleyfe'yi, Şamlılar için Cuhfe'yi, Necidliler için Karn'i, Yemenliler için Yelemlem'i mîkat olarak tesbit etmiş ve şöyle bu-yurmuştur; 'Bu mîkatlar, onlar ve o cihetten gelenler içindir. Mekke'ye, bu inikatlardan daha yakın olanlar ise yolculuğa başladıkları yerde ihrama girsinler. Mekkeliler de Mekke'de ihrama girsinler'.[11]
Buralar, hac ve umre'ye gelenlerin mîkatlandır, Mekke'nin haricinden gelenler bu mîkatlardan girerler. Fakat umre yapmak isteyen kişi Harem dahilinde ise -Mekkeli bile olsa- ihrama girmek için Harem'e en yakın olan Hıll mevkiine gitmesi gerekir. Mekke'nin bir adım dışında da ihrama girse umresi sahih olur. Umre için Mekke'de niyet edip ihrama giren kişinin de umresi sahih olur, fakat bir kurban kesmesi gerekir. Bunu ileri-deki bahislerde göreceğiz.
Bunun vacib olduğunun delili, Hz. Peygamber'in Hz. Aişe'yi haccı eda ettikten sonra Tenim'e göndermesi ve Hz. Aişe'nin orada umre için ihrama girmesidir. (Tenim, Harem hududunun dışında bir yerdir. Bugün Mekke sınırlan içinde bulunmaktadır).


[11] Buharı ve Müslim

Şafii Mezhebi: Haccın Sünnetleri


Bunlar, Hz. Peygamber'in tatbik edip öğrettiği haccı tamamlayan şeylerdir. Fakat hac ibadetlerine dahil değildir. Terki günahı gerektiren vaciblerden de değildir. Haccın sünnetleri çoktur. Bunlar haccın çeşitli amellerine dağılmıştır. Biz bunların en önemlilerinden bahsedeceğiz.
İhram'ın Sünnetleri


Hac için ihram'a girmek isteyen kişinin riayet etmesi gereken sünnet-ler şunlardır:
1. Gusletmek.
Gusletmek imkânı bulunmadığı takdirde teyemmüm edilmelidir. Etek ve koltuk altı traşı olmak, bıyığı kısaltmak, tırnakları kesmek de buna da-hildir. Bu gusül erkek veya kadın -temiz olsalar da- herkese sünnettir.
2. Dille niyet etmek ve telbiye okumak.
Telbiye şöyle yapılır: Lebbeyke Allahumme îebbeyke. Lebbeyke lâ şerike leke lebbeyke. İnne'l-hamde ve'n-nimete leke ve'1-mülke lâ şerike leke.
Erkek, bu duayı ayakta, oturarak veya yürüyerek okuyabilir. Ancak yüksek sesle okumalıdır. Çünkü Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Cebrail bana gelerek ashabıma, yüksek sesle telbiye okumalarını em-retmemi söyledi.[19]
Bu, müstehab olan bayram günü sabahından Cemretu'l-Akabe'ye taş atincaya kadar devam eder. İhram'a girdiğinde kıbleye yönelip şöyle de-melidir: Allahumme ehreme leke şaarî ve beşşerî ve lahmî ve demi (Yârab! Bedenim; etim, kanım ve her tüyüm senin için ihrama girdi).
Kadın ise kendi duyacağı şekilde telbiye okumalıdır.
3. Hacı, ihram'a girdikten sonra dünya hâdiselerinden ve insanı meşgul eden mubah şeylerden uzaklaşmalıdır.

Mekke'ye Girmenin Sünnetleri

Hac için Mekke'ye girmek üzere olan kişinin, riayet etmesi gereken sünnetler şunlardır:
1. Mekke'ye, Arafat'ta vakfe'ye durmadan girip Mekke'den Arafat'a gitmek.
2. Mekke'ye girmeden önce Zi-Tuva kuyusunun yanında yıkanmak.
Hz. Peygamber, Mekke'ye her girişinde burada yıkanırdı. Bugün bu kuyu belirgin bir durumda olmadığı gibi, oraya girip yıkanmak da zordur.
3- Seniyetui-Keda denilen yoldan Mekke'ye girmek. Bu yol, Mekke'nin üst tarafındadır.
4. Mekke'ye girildiğinde Kabe'ye gidip Kudüm Tavafı yapmak.
Bu tavaf, Beyt-i Haram'ın hediyesidir. Hz. Peygamber Kudüm Tavafı yapmayı sever ve ihmal etmezdi.
5. Mescid-i Haram'a, Benî Şeybe kapısından girmek ve Kabe gö-rüldüğünde elleri kaldırarak şu duayı okumak:
Yârab! Şu beytin (Kabe'nin) şeref, azamet, kerem ve mehabetini artır. Onu hac ve umre niyetiyle ziyaret edip şereflendiren ve ona tazim eden kimselerin de şerefini, tazimini, tekrim ve iyiliklerini artır. Yârab! Selâm sensin, selâm sendendir. Ey rabbimiz! Bizi selâm ile hayata kavuştur.

Tavafın Sünnetleri


Tavafın vaciblerini ve sahih olmasının şartlarını beyan etmiştik. Tavafın sünnetlerini ise kısaca şöyle sıralayabiliriz:
1. Tavafı, yürüyerek yapmak.
Kadın ve erkeklerin yürüyerek tavaf yapması sünnettir. Ancak hastalık veya başka nedenlerden dolayı binekli olarak tavaf etmek mekruh değildir.
Ümmü Selma hasta olduğu halde Mekke'ye geldi. Hz. Peygamber; ona şöyle dedi: 'Halkın arkasında binekli olarak tavaf et!'[20]
2. Tavafa başlarken Hacer'ul-Esved'i öpmeli veya ona dokunmalıdır. Çünkü Hz. Peygamber böyle yapardı.[21] İzdiham veya benzeri bir neden-den dolayı Hacer'ul-Esved'e yaklaşma imkânı bulunamazsa, ona uzaktan işaret edilmelidir. Bu da erkeklere mahsus bir sünnettir. Kadınların, Hacer'ul-Esved'i öpmeleri, ona dokunmaları sünnet değildir. Ancak tavaf yeri boş olduğunda kadınlar bunu yapabilirler. Hacer'ul-Esved'i öpmek veya ona dokunmak halka eziyet verecekse, erkeklerin de ona dokunup öpmeleri müstehab olmaktan çıkar, mekruh veya haram olur Bu halka verilen eziyete göre değişir. Bu hususta Hz. Peygamber Hz Ömer'e şöyle demiştir: 
Ey Ömer! Sen güçlü bir kişisin. Hacer'ul-Esved'e dokunup öpmek için insanlarla itişme, çünkü zayıf bir kimseye eziyet verebilirsin. Bunu, tenha olduğu zaman yap. Tenha değilse uzaktan teşbih ve tehlil getirip ona işaret etmen yeterlidir.[22]
3. Her şavt'ta Hacer'ul-Esved'e dokunup öpmek.
Tavaf ve namazdan sonra da Hacer'ul-Esved'e dokunup öpmek sün-nettir.
4. Tavafın başlangıcında şöyle demelidir:
Allah'ın ismiyle. Allah en yücedir. Yârab! Sana iman etmek, kitabını tasdik etmek, va'dini yerine getirmek, peygamberinMuhammed'in sünnetine tâbi olmak üzere bunu yapıyorum.
Selef imamları bunda ittifak etmişlerdir. Kabe'nin kapısının karşısına geldiğinde de şu duayı okumalıdır:
Yârab! Şüphe yok ki Kabe. senin beytindir, harem senin haremindir, emniyet senin emniyetindir. Bu da ateşten sana sığınanın makamıdır.
Rükn-ü Irakînin hizasına geldiğinde de şu duayı okumalıdır:
Yârab! Ben sekten, şirkten, nifaktan ve kötü. ahlâktan, ailemden, malımdan, çocuklarımdan ve kötü nazardan sana sığınıyorum.
Kabe'nin oluğunun altına geldiğinde şu duayı okumalıdır:
Yârab! Senin arşının gölgesinden başka gölgenin olmadığı bir günde beni gölgelendir. Peygamberin Muhammed'in kadehiyle bana hoş ve içildikten sonra artık susuzluk hissedilmeyen bir içki ikram et, ey ce-lâl ve ikram sahibi!
Şâmî ve Yemanî rükünleri arasında da şu duayı okumalıdır:
Ey Allahım! Haccımı mebrûr, günahımı mağfur, sa'yimi meşkûr, amelimi makbul eyle, ticaretimi zarar etmeyen bir ticaret kıl ey aziz ve gafur!
Yemanî rükünle Hacer'ul-Esved'in bulunduğu rükün arasında da şu duayı okumalıdır:
Ey Allahım! Bize dünyada bir hasene ver, ahirette bir hasene ver. Bizi ateşin azabından koru!
Tavaf esnasında başka dualar da okunabilir. Fakat Hz. Peygamber' den rivayet edilen duaları okumak daha efdaldir.
5. Birinci, ikinci ve üçüncü şavtlarda adımlarını yakın atarak canlı, diğer şavtlarda ise normal yürümek.
Bu yürüyüşe remel denir. Tavaftan sonra sa'y var ise remel yapmak sünnettir, yoksa sünnet değildir. Remel esnasında abanın ortasını sağ omuza, iki tarafını da sol omuza atmalıdır. Buna izdiba. denir, Hz. Pey-gamber'in, Hudeybiye'nin ikinci senesinde kazaumre'si yaparken böyle yaptığı ve ashabına da böyle yapmalarını emrettiği rivayet edilmiştir. Hz. Peygamber şöyle demiştir: 'Bugün, Mekke müşriklerine kuvvetli olduğunu gösteren kişiden Allah razı olsun'. (Müşrikler 'Muhammed'in arkadaşları zayıf ve güçsüzdür. Biz onları bir çırpıda altederiz' diyorlardı. Hz. Peygamber, onların bu düşüncelerinin yanlış olduğunu, aksine müslümanların güçlü olduğunu gösterip onları korkutmak için ashabına canlı ve koşarak tavaf yapmalarını emretti ve bu bir sünnet olarak kaldı).
6. Tavaftan sonra namaz kılmak.
Bu namaz Makam-ı İbrahim'in arkasında iki rekât olarak kılınmalıdır. Birinci rekâtında Kâfkûn, ikinci rekâtta ise İhlas sûresi okunmalıdır. Çünkü Hz. Peygamber'in böyle yaptığı ve halka da böyle yapmalarını emrettiği ve 'Siz de Makam-ı İbrahim'den birnamazgah edinin' ayetini okuyarak onları teşvik ettiği rivayet edilmiştir.[23]

Say'in Sünnetleri

1. Herhangibir tavaftan sonra sa'y edildiği zaman, başka bir tavaftan sonra sa'y etmemek.
Meselâ sünnet olan kudüm tavafı'ndan sonra sa'y yapılmışsa, hac'da rükün olan tavaf-ı ifaza'dan sonra sa'y yapmak mekruhtur.
2. İlk sa'ycte Safa tepesinin üzerine çıkmak.
Safa tepesine çıktıktan sonra kıbleye yönelerek şöyle demelidir:
Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür. Hamd Allah'a mahsustur. Allah en büyüktür. Bize hidayet ettiği için Allah'a hamdediyorum. Hamd Allah'a mahsustur. Allah'tan başka ilah yoktur. Allah bir'dir, ortağı yoktur. Mülk Allah'ındır, hamd Allah'ındır. O diriltir ve öldürür. Hayr O'nun elindedir. O herşeye kadirdir.
Bu duayı okuduktan sonra yürüyerek Merve tepesine çıkmalı ve aynı duayı tekrar etmelidir.
3. Mümkün olduğunca yaya olarak sa'y etmek.
Malum olan iki gün ve yeşile boyanmış iki mil'de herveie yapmak da sünnettir. Hacı herveie yaparak Safa ve Merve tepelerine çıktığında her seferinde kendisine, arkadaşlarına ve mü'minlere dilediği şekilde dua edilebilir.

Arafat'a Çıkmanın Sünnetleri


Arafat'ta vakfe'ye durmanın, haccın en önemli rükûnlarından biri olduğunu söylemiştik. Mekke'den önce Arafat'a gitmek de caizdir. Ancak sünnet olan şöyle yapmaktır:
a. Mekke'ye girip kudüm tavafı'nı yaptıktan sonra Arafat'a gidilmelidir.
b. Müslümanların idarecisi veya ileri gelen bir kişi, Zilhicce'nin ye-dinci günü öğle namazından sona bir hutbe trad ederek halkı yarın sa-bah Mina'ya çıkmaya teşvik etmeli ve Mina'dan sonra neler yapacaklarım, Arafat'a nasıl gideceklerini onlara beyan etmelidir.
c. Zilhicce'nin sekizinci gününün sabahında Mina'ya çıkılmalı, orada dokuzuncu günün sabahına kadar durulmalıdır. Beş vakit namaz, Mescid-i Hayfda eda edilmelidir. Çünkü Hz. Peygamber namazlarını orada kılmıştır.
d. Dokuzuncu günün sabahı güneş doğduktan sonra Arafat'a doğru yola çıkılmalı, Arafat yakınında Nemire denilen yerde durup güneşin batıya doğru kaymasını beklemelidir. Öğle ile ikindi namazı burada (Arafat Camii'nde) cem-i takdim yapılarak cemaatle kılınmalıdır. Sonra Arafat'a gidilip güneş batmcaya kadar orada durulmalıdır. Orada Allah'ı zikredip dua etmeli ve tehlil getirilmelidir. Çünkü Hz. Peygamber ve as-habının böyle yaptığı rivayet edilmiştir.

Müzdelife'de Gecelemenin Sünnetleri

Arafat'ta gecelemenin vacib olduğunu belirtmiştik. Arefe gününün güneşi battıktan sonra Müzdelife'ye gidip orada gecelemenin sünnetleri şunlardır:
a. Fecr'e kadar Müzcielife'de kalıp fecr'den hemen sonra sabah na-mazını kılmak.
b. Miizdelife'de, cemrelere atılacak taşlan topladıktan sonra Mina'ya hareket etmek.
Her cemre için yedi taş toplanmalıdır. Bu taşlar nohuttan biraz bü-yük, bakladan da küçük olmalıdır. Çünkü Fadl b. Abbas'tan şöyle rivayet edilmiştir: "Hz. Peygamber, bayram sabahı bana 'Benim için taş topla' dedi. Ben de nohut büyüklüğünde taşlar topladım".[24]
c. Meş'ar'ul-Haram'ın yanında durmak.
(Meş'ar'ul-Haram, Müzdelife'nin sonunda küçük bir dağın adıdır). Burada seher vaktine kadar durulup 'Rabbena âtina fi'd-dünya haseneten ve fi'l-ahireti haseneten ve kına azabe'n-nâr' ayeti çokça okunmalıdır.
Meş'ar'ul-Haram (Kuzah Dağın)da Allah'ı anınl-O'nu, size nasıl hida-yet ettiyse öyle zikredin. Çünkü O'nun hidayetinden önce dalâlette olanlardandınız.
(Bakara/198)
Sonra Mina'ya doğru yola devam edilmelidir. Şiarları 'Lebbeyk Allahumme lebbeyke'; zikirleri de 'Lâ ilahe illallah' olmalıdır. Yolculuk-larını, güneş doğduktan sonra Mina'ya varacak şekilde ayarlamalıdırlar.

Şeytan Taşlamanın Sünnetleri


Cemretu'l-Akabe'de şeytan taşlarken dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:
a. Mina'da, Cemretu'l-Akabe'ye taş atmadan hiçbir şey yapılmamalıdır.
Çünkü Mina'nın hediyesi, bayram gününde Cemretu'l-Akabe'ye yedi taş atmaktır.
b. Birinci taşı attıktan sonra telbiye etmeyi bırakmalıdır.
Çünkü Hz. Peygamber, birinci taşı atıncaya kadar telbiye'ye devam eder, birinci taşı attıktan sonra keserdi ve onun yerine Allahu ekber derdi. ,
c. Her taş atılırken Allahu ekber denilmelidir.
Erkek taşlama esnasında kolunu, koltuk altının beyazlığı görünecek kadar kaldırmalı ve sağ eliyle atmalıdır. Kadın ise kolunu fazla kaldırmamalıdir. Atılan taşlar en fazla bakla kadar olmalıdır.

Teşrik Günleri'nde Cemrelere Taş Atmanın Sünnetleri


a. Taşlama, güneş batıya doğru kaydığı zaman yapılmalıdır.
Şiddetli izdiham olduğu zaman, taşlamanın tehir edilmesinde bir mahzur yoktur.
b. Birinci ve ikinci cemreye taş atılırken yüz kıbleye dönük olmalı ve taşlar 'Allahu ekber' denilerek atılmalıdır.
c. Taşlan attıktan sonra, halkın attığı taşların kendisine değmemesi için biraz durmalı, cemreyi arkasına alarak yüzünü kıbleye çevirmeli, kendisi, arkadaşları ve bütün mü'minler için Allah'a niyaz etmelidir. Bu duanın Bakara sûresini okuyacak kadar sürmesi sünnettir. İkinci cemrede de aynısı yapılmalıdır. Halk arasında Büyük Şeytan denilen Cemretu'l-Akabe'de şeytan taşlarken de birinci ve ikinci cemrelerdeki gibi yapılmalıdır. Ancak buradaki taşlamadan sonra orada durulmamalı ve dua edilmemelidir. Bütün bunların delili, Hz. Peygamber'in böyle yaptığının rivayet edilmesidir.

______________________
Kaynak: Büyük Şafii İlmihali, M. Elbuğa, M.Elhin, Ali Eşşerbeci 

Haccın Rükûnları

Birşeyin rükûnlarının, o şeyi meydana getiren esaslar olduğunu söy-lemiştik. Haccın rükûnları da haccı meydana getiren esaslardır ki onlar-dan biri ihmal edilirse, hac sahih olmaz. Herhangibir kefaret ve fidye ile de telafi edilemez. Haccın rükûnları şunlardır:
1. İhrama girmek.
Daha önce ihrama girmekten maksadın, hacca niyet etmek olduğunu söylemiştik. İhramın keyfiyetini âdab ve şartlarını da zikretmiştik. Niyet, nasıl namazın esas olan rükûnlarından biriyse, aynı şekilde haccın rükûnlarından da biridir.
2. Arafat'ta vakfeye durmak.
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Hac, Arafat'ta vakfeye durmaktır. Kim cem'i gecesi fecirden önce Arafat'ta bulunursa hacca yetişmiştir.[16]
Arafat, Mekke'nin güneyinde olup Mekke'ye 25 km. uzaklıkta, Mina'ya doğru uzanan bir dağın ismidir.
_________________________
[16] Ebu Dâvud ve başka muhaddisler
_____________________________

Veda Tavafı .Yapmak


Hac menasıklarını bitirip Mekke'den çıkmak isteyen kişinin veda ta-vafı yapması vacibdir. Bu hususta sahih olan görüş budur. Nitekim Enes'ten şöyle rivayet edilmiştir: 'Hz. Peygamber hac menasikini bitirdik-ten sonra, veda için tavaf yaptı'.[15]
Ancak veda tavafı, hayızh kadından sakıt olur. (Çünkü hayızlı kadın cünüp hükmündedir. Cünüp bir kimse de Kabe'yi tavaf edemez). Veda tavafını yapan kişi, Mekke'de uzun zaman kalamaz. Hemen Mekke'den çıkmalıdır. Eğer yaşlı veya hasta bir kimseyi ziyaret etmek için gecikirse, tekrar veda tavafı yapması vacib olur. İşte bu beş şey, haccın vacibleridir. Özürsüz olarak bunları terkeden kişi günahkâr olur. Fakat bunlar, haccın esasını teşkil eden ameliyeler olmadığı için, bunları terkeden kişinin haccı batıl olmaz. Çünkü bunlar kurban kesilerek telafi edilebilir. Bu hususu sonraki fasıllarda daha geniş izah edeceğiz.

Şafii Mezhebi: Haccı Tamamlayıp İhramdan Çıkmanın Keyfiyeti

Hacca başlayan kişinin neler yapması gerektiğini ve nelerden kaçınması gerektiğini beyan etmiştik. Şimdi de hac'dan dolayı kendisine yasak olan şeyleri yapmak için hacının neler yapması gerektiğini beyan edeceğiz.
Hac'dan çıkışın zamanı, bayram gecesinin yarısından sonra başlar, Arafat'tan gelip Müzdelife'de geceleyen kişinin yapması gereken üç şey vardır:
1. Cemretu'l-Akabe'ye taş atmak
2. Traş olmak
3. Kabe'yi tavaf etmek
Bu üç şıktan ikisini yerine getiren kişi hac'dan birinci çıkışa hak ka-zanmış olur. Buna 'küçük tahallüP denir. Bu durumda olan hacıya, hac'da haram olan herşeyi yapmak helâl olur. Ancak nikahlanmak ve cinsel ilişkiye girmek bundan müstesnadır.
Diğer üçüncü şıkkı yaptıktan sonra, kişi hac'dan tamamen cıkmıs hac'da kendisine haram olan bütün şeyler -cinsî ilişkide bulunmak da dahil- helâl olur. Bunun delili, Hz. Aişe'nin rivayet ettiği şu hadîstir:
Siz Cemre tu'1-Akabe'ye taş attıktan ve traş olduktan sonra, size güzel koku sürünmek ile haccın diğer yasakları -kadınlar müstesna- helâl-dir.
İmam Ahmed ve Ebu Dâvud
_______________

Şafii Mezhebi: İhramlı Olan Kişiye Haram Olan Şeyler


Hac veya Umre niyetiyle ihrama giren kişiye şu on şey haram olur.
1. Dikişli veya tüm bedeni kaplayan bir elbise giymek.
Ayağın tümünü kapatan ayakkabı da dikişli elbise hükmündedir. Ayakkabı yerine nalın giyilmelidir. Çünkü ayağın arka tarafları kapanma-malıdır.
2. Özürlü olmak müstesna başın tamamını veya bir kısmını kapatmak.
Kapatmak dikişli elbise, sarık veya başka birşeyle de olsa hüküm değişmez. Başa birşey temas etmemek şartıyla, bir duvar veya şemsiye gölgesinde oturmak caizdir. Bu iki şey sadece erkeklere haramdır, kadınlara ise haram değildir.
Bunun delili, İbn Ömer'den rivayet edilen şu hadîstir: "Bir kişi Hz. Peygamber'e 'îhramlı bir kimse neler giyebilir' diye sordu. Hz. Peygamber 'Sarık, gömlek, don, bornoz ve ayağı kapatan ayakkabı giyemez. Ancak nalın bulamayan kişi, ayakkabıların üst kısımlarını kesmek şartıyla ayakkabı giyebilir. Ayrıca ihrama giren bir erkek, zaferan veya vers denilen kokulardan sürmüş olduğu elbiseleri de giyemez" diye cevap verdi.1
3. Saçı taramak.
Tarak veya parmaklarla taramanın hükmü aynıdır. Ancak taramadan ötürü kıl dökülmeyeceğinden emin olunursa, taramak haram olmaz, sa-dece mekruh olur.
4. Bedendeki kıl ve tüyleri traş etmek veya yolmak.
Ancak zaruret olursa haram olmaz. Makasla kıl veya tüyün yarısını kesmek de haramdır.
Kurban, yerine varmadıkça başlarınızı traş etmeyin. (Bakara/196)
Fakihler, bedendeki kıl ve tüyleri de saça kıyas etmişlerdir. Çünkü kıl ve tüylerin arasını ayırmayı gerektiren bir neden yoktur.
5. Tırnaklan kesmek.
Bundan kasıt bir veya yarım tırnak değil, cinstir. Bu da kıl ve tüylere kıyas edilmiştir. Kişi ancak özürden dolayı tırnağını kesebilir. Meselâ kırılıp eziyet veren bir tırnağı kesmek haram değildir.
6. Bedene koku sürmek.
Kokuyu, yemek veya suya katıp bu şekilde alması, kokulu bir yatak veya toprağın üzerine çarşafsız yatması da haramdır. Kokulu bir sabunla yıkanmak da haramdır. Fakat gül veya gül suyunu koklamak haram değildir.
Bunların haram olduğu icma ile sabittir. Ayrıca bunlar, haccın hik-metine aykırıdır. Çünkü bunlar müreffeh hayatın en bariz örnekleridir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Hacı tozlu-topraklı, kirli-paslıdir.
7. Avlanmak.
Hayvanın herhangibir parçasını, hatta tüyünü kesmek de haramdır. Kara avının haram olması, deniz avının haram olmadığını gösterir. İhramlıyken deniz avı yapmak helâldir. Vahşi hayvanları öldürmek veya evcil hayvanları kesmek haram değildir. Kara avının haram olduğunu bil-diren ayet şudur:
Ey iman edenler! İhramda iken avı öldürmeyin. (Mâide/95)
8. Nikâh akdetmek.
İster kendisi için, ister başkası için olsun, ihramlı kişinin nikâh akdi yapması haramdır. Çünkü Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
İhramlı bir kişi ne nikâhlanabilir, ne de başkasına vekil olabilir.[14] Bunu yapan kişinin akdi batıldır.
9. Cima yapmak.
Hac, bilinen aylar(da)dır. O aylarda (ihram'a girmekle) haccı kendine farz kılan kimse için, (hacda iken) kadına yaklaşmak, günah işlemek ve kavga etmek yoktur.
(Bakara/197)
Ayette geçen refes kelimesinden maksat, cinsî münasebettir. Refes kelimesi, birçok şekilde tefsir edilmişse de en bariz mânâsı cinsî münase-bette bulunmaktır.
10. Kadına şehvetle dokunmak ve öpmek.
El ile veya başka bir şekilde meniyi akıtmak da haramdır. Bütün bunlar, Allah Teâlâ'nın sözkonusu ayette yasakladığı refes kelimesinin muhtevasına dahildir. İşte hac veya umre için ihram'a giren kişiye haram olan şeyler bunlardır. Ancak kişi bunları bilmeyerek veya bir zaruretten dolayı yaparsa haram olmaz. Meselâ bir hastalıktan ötürü başını kapat-maya veya saçlarını kesmeye mecbur olan kişinin bunu yapması haram olmaz. Ancak ileride bahsedeceğimiz gibi ona fidye vermek vacib olur.

___________________
[14] Müslim ve başka muhaddisler

Şafii Mezhebi: Hac Nasıl Yapılmalıdır?

Daha önce hac ve umreden, farz olmasının şartlarından, vacibîerin-den, rükûnlanndan, haca bozan şeylerden, Hz. Peygamber'inhaccmdan ve daha birçok meselelerden bahsettik. Şimdi hac yapmak isteyen kişiye kolaylık olması için haccm tüm fiillerini sırayla arzetmek istiyoruz.
Hac için yolculuğa çıkmak isteyen bir müslümanın, önce borçlarını ödemesi veya sahibinden müsaade alması, eziyet ettiği kimseden helallik istemesi ve yolculuk için salih arkadaşlar bulması gerekir. Dinde fakih olan kimseleri bulması daha evlâdır. Çünkü haccın mükemmel şekilde yerine getirilebilmesi için bu zaruridir.
Hacca gitmek isteyen kişi, yola çıkmadan önce hac hükümlerini öğrenmelidir. İmam Gazali bunun farz-ı ayn olduğunu söylemiştir. Hac yolculuğuna çıkan kişi evinde ihrama girebilir, isterse de mîkat'ta ihrama ' girer. Ancak ister evinde, ister mîkatta ihrama girsin, ihrama girmeden yıkanmalıdır. Sonra ihram elbiselerini giymelidir ki bu, bir izar ile bir abadan ibarettir. Bunların biri göbekten aşağıya, diğeri de göbekten yu-karıya bağlanır. Bunların dikişsiz olması gerekir. İhram elbisesini giydik-ten sonra iki rekât namazkılmalı ve kıbleye karşı durarak şöyle demelidir: 'Lebbeyk Allahumme bihaccin'. (Yâ rabbî! Haccetmek suretiyle senin hizmetindeyim).
Bunlardan sonra ihrama girmiş sayılır. İhrama giren kişiye, harem sınırları dahilinde yapılması haram olan şeylerin tümü haram olur. Bu haramlardan birini işlediğinde daha önce zikrettiğimiz gibi fidye vermesi gerekir. Ancak bu haramlardan biri olan cinsel ilişki haccı ifsad ettiği gibi ayrıca fidye de gerektirir.
Uçakla hacca giden kişi, uçak kalktığında ihrama girmelidir. Çünkü uçak çok hızlı gittiğinden kendisini ihramsız olarak mîkat'tan geçirebilir. İhramsız olarak mîkat'tan geçen kişinin bir kurban kesmesi gerekir.
Hac için ihrama girildiğinde şöyle demelidir: 'Yâ rabbî! Bedenim, etim, kanım ve tüylerim senin için ihrama girmiştir'. Ayrıca 'Lebbeyk Allahumme lebbeyk' duasını okumak da sünnettir. Yüksek bir yere çıktığında, bir vadiye indiğinde veya bir grupla karşılaştığında da telbiye yapmak sünnettir. Telbiye şu lafızlarla yapılır: 'Lebbeyk Allahumme leb-beyk. Lebbeyk Iâ şerike leke lebbeyk. İnne'l-hamde ve'n-nimete leke ve'l-mülke şerike leke'. (Ey Allahım! Senin hizmetine koşuyorum, senin hiz-metine koşuyorum, senin hizmetine koşuyorum. Senin ortağın yoktur, senin hizmetine koşuyorum. Hamd sana mahsustur, nimet ve mülk se-nindir. Senin ortağın yoktur).
Kadın da erkek gibi bunların tümünü yapmalıdır. Ancak kadının dikişsiz elbise giymesi vacib değildir. Kadın, telbiye okurken sesini yük-seltmeme! idir. Kadının, yüzünü ve ellerini açıkta bırakması da vacibdir. Elleri veya yüzü 24 saat kapalı kalan kadının kurban kesmesi gerekir. Kadının ellerini kınalaması -daha önce geçtiği gibi- sünnettir.
İhramlı kişinin, Mekke'yi görecek bir yere geldiğinde durup Mekke'ye girmeden önce gusletmesi (yıkanması) sünnettir. En efdali, Zi Tuva kuyu-sunun yanında yıkanmasıdır.
Mekke'ye girilip eşyalar yerleştirildikten sonra Kudüm Tavafı yapmak için Kabe'ye gidilmelidir. Eğer umre yapıyorsa, umre tavafına niyet etmeT Iidir. Kabe'yi gördüğünde ellerini kaldırıp Allahu ekber demeli ve şu duayı okumalıdır:
Yârab! şu beytin şerefini, tazimini, kerem ve mehabetini artır. Hac ve umre niyetiyle gelip onu ziyaret eden kimsenin de şerefini, tazimini artır. Yârab! selâm sensin, selâm sendendir. Ey Rabbimiz! bizi selâmla dirilt!
Sonra Hz. Peygamber'in mescide girdiği Benî Şeybe kapısından gire-rek Hacer'ul-Esved'in bulunduğu yerden tavafa başlamalıdır. Hacer'ul-Esved'e eliyle dokunmak, eğer mümkünse öpmek sünnettir. Eğer dokun-mak veya öpmek mümkün olmazsa, uzaktan eliyle işaret etmelidir. (Hacer'ul-Esved'i öpmek için insanları rahatsız etmek haramdır). Sonra Kabe'yi soluna alarak Hacer'ul-Esved'in yanından tavafa başlamalıdır. Hacer'ul-Esved'in hizasına her geldiğinde bir şavt olur. Bunu yedi kere tekrarlaması gerekir. Çünkü bir tavaf, yedi şavt'tan meydana gelir.
Tavafta, setr-i avret farzdır. Hadesten ve necasetten temiz olmak da farzdır. Tavaf esnasında abdesti bozulan kişi, abdest alarak bıraktığı yer-, den devam edebilir. Tavafın, Kabe'nin etrafında yapılması farzdır. Kişi Hicr-i İsmail'in bir kapısından girip diğer kapısından çıkarsa, bu tavaf sayılmaz. Çünkü Hicr-i İsmail, Kabe'den sayılır.
Tavafın ilk şavtında şu duayı okumak sünnettir:
Allah'ın ismiyle başlıyorum. Allah en büyüktür. Yârab! Sana iman ederim, kitabını tasdik ederim. Ahdini yerine getirerek ve peygam-ber'in sünnetine tâbi olarak bu İbadeti yapıyorum.
Kabe'nin kapısının hizasına gelindiğinde şu dua okunmalıdır:
Kabe, senin Kâbendir. Harem, senin haremindir. Emniyet, senin em-niyetindir. Bu makam, ateşten sana sığınanın makamıdır.
îki rükün (Yemen ile Hacer'ul-Esved) arasında da şöyle denmelidir:
Ey rabbimiz! Bize dünyada bir hasene, ahirette de bir hasene ver ve bizi ateş azabından koru.
Tavaf esnasında istenildiği gibi dua edilebilir:
Birinci, ikinci ve üçüncü şavtlarda -eğer arkasından sa'y yapılacaksa-remel yapmak sünnettir. Remel, adımları kısa atıp süratli yürümektir. Dördüncü, beşinci, altıncı ve yedinci şavtlarda normal yürünmelidir. Remel yapıldığı zaman şu dua okunmalıdır:
Yârab! Haccımı mebrur, sa'yirm meşkur, günahımı mağfur kıl.
Arkasında sa'y olan tavaflarda izdiba yapmak sünnettir. İzdiba, abanın ortasını sağ koltuğun altına almak, diğer tarafını da sol omuza at-maktır. Remel ve izdiba, sadece erkekler için sünnettir.
Tavafta kişinin Beyt-i Haram'a yakın olması sünnettir. Kişiyle Beyt-i Haram arasındaki mesafe üç adım olmalıdır. Ancak halka eziyet vermek sözkonusu ise uzaktan tavaf etmek gerekir. Kadınların ise tavaf yerinin kenarından yürüyerek tavaf etmesi sünnettir. Kadınlar, erkeklerle sürtüşerek tavaf etmemelidir.
Mümkünse Rükn-i Yemanî'ye dokunmak sünnettir. Dokunmak müm-kün değilse, uzaktan işaret etmek yeterlidir. Rükn-ü Yemanî'yi öpmek hususunda herhangibir hadîs rivayet edilmemiştir. Fakat Rükn-ü Yemanî'yi öpmek mekruh değildir.
Kabe'nin dört rüknü (köşesi) vardır. Hacer'ul-Esved'in bulunduğu rükne 'Hacer'ul-Esved rüknü' denir. Hacer'ul-Esved'den sonra 'Rükn-ü Irakf, ondan sonra 'Rükn-ü Şamî, ondan sonra da 'Rükn-ü Yenıanî' ge-lir.
Tavaf bittikten sonra -eğer yer varsa- Makam-ı İbrahim'in arkasında iki rekât namaz kılmak sünnettir. Birinci rekâtta Kâfirûn, ikinci rekâtta ise
İhlas sûresi okunmalıdır. Bu namazdan sonra -mümkünse- Hacer'ul-Esved'e giderek onu öpmek veya dokunmak gerekir.
Sonra sa'y yapmak için Safa kapısından çıkmalı, Safa tepesine gele-rek sa'y yapmaya oradan başlamalıdır. Safa tepesine çıkıldığında şöyle denmelidir:
Allah en büyüktür, Allah en büyüktür. Hamd Allah'a mahsustur. Allah en büyüktür. Bize hidayet eden Allah'a dua ediyorum. Bize verdiği nimetlerden ötürü hamd Allah'a mahsustur. Allah'tan başka ilah yoktur. O tektir, ortağı yoktur. Mülk O'nundur, hamd O'nundur. Dirilten ve öldüren O'dur. Hayr, O'nun elindedir. O herşeye kadirdir. Allah'tan başka ilah yoktur. O tektir. Va'dini yerine getirdi, kuluna (Hz. Muhammed'e) yardım etti. Ahzabı (çeşitli kabilelerden toplanıp Medine'ye saldıran orduları) tek başına perişan etti. Allah'tan başka ilah yoktur. Biz ancak O'na ibadet ederiz. Kâfirler hoşlanmasalar da din O'na mahsustur.
Sonra meşru şeyler için olmak şartıyla istenildiği şekilde dua edilebi-lir. Zikir ve dua'yı ikinci ve üçüncü defa tekrar etmek de sünnettir.
Sonra Safa'dan aşağıya inerek normal şekilde yürümeli birinci yeşil işarete gelindiğinde hızlı yürünmeli, ikinci yeşil işarete gelindiğinde tekrar normal yürüyerek Merve'ye çıkılmalıdır. Safa'dan Merve'ye gitmek bir şavt'tır. Safa ile Merve arasında yedi şavt yapmak farzdır. Bu şavtlarda da 'remel' yapmak erkekler için sünnettir. Kadının ise hem tavafta, hem de sa'yda remel yapmaması sünnettir.
Sa'y yapan kişinin, sa'y esnasında şu duayı okuması sünnettir:
Yârab! Affet, merhamet et, hakkımda bildiklerini bağışla! Sen en aziz ve en kerîmsin.
Sa'yin Safa'dan başlanıp Merve'de bitirilmesinin vacib olduğu geçen açıklamalardan anlaşılmıştır. Sa'y, ancak Kudüm Tavafı'ndan veya rükün olan tavaftan sonra yapılır. Eğer umreye niyet edilmişse sa'y bittikten sonra Merve'de saçlar kesilmeli veya kısaltılmalıdır. Böylece umre tamam-lanmış olur. Fakat hac için ihrama girilmişse ihramdan çıkmadan . Zilhicce'nin sekizinci gününe kadar Mekke'de kalınmahdır. O gün Mina'ya inmelidir, fakat Mina'ya gitmemek hacca zarar vermez. Çünkü Zilhiccenin sekizinci günü Mina'ya gitmek sünnettir. Dokuzuncu gün güneş doğduktan sonra Mina'dan Arafat'a yönelmelidir. Öğle vaktine kadar Nemire vadisinde durup Arafat'a öğleden sonra gitmek sünnettir. Nemire'de öğle ile ikindi namazını cem-i takdim yaparak kılmalıdır. Sonra Arafat'a gidip güneş batıncaya kadar orada vakfe yapmalıdır. Arafat'ta zi-kir ve tfthlili çok yapmalıdır. Dilediği şekilde dua da edilebilir. Arafat'ta vakfe yapmak, mutlaka yerine getirilmesi gereken bir rükündür. Günlerin en büyüğü olan bu günde yapılması gereken birçok dua varid olmuştur ki onlardan bazıları şunlardır:
Ey Allahım! Kalbimde nur kıl, sözümde nûr kıl, kulağımda nûr kıl. Yârab! Göğsümü aç, emrini bana kolaylaştır.
Rabbimiz! Dünyada bize bir hasene, ahirette de bir hasene ver ve bizi ateş azabından koru. Yârab! Ben nefsime zulmettim, hem de çok! Günahlarımı ancak sen affedersin. Katından bana mağfiret yaz. Bana merhamet et. Sen affı ve merhameti bol olansın. Yârab! Beni günahların gölgesinden taatın izzetine götür. Helâllerin bana kâfi gel-sin. Lütfunla beni başkasına muhtaç etme. Kalbimi ve kabrimi nür-landır. Beni hidayete ulaştır. Beni tüm eserlerden muhafaza eyle.
Tüm hayırları bana nasip eyle. Yârab! Ben senden hidayeti, takvayı, namus ve zenginliği istiyorum.
Yârab! Sen benim mekânımı görür, sözümü duyarsın. Gizli ve açıkta olan herşeyimi bilirsin. Hiçbir işim senden gizli değildir. Ben zarara uğramış, şaki olmuş yardım talep eden bir kulunum. Senden korku-yor, günahlarımı itiraf ediyorum. Bir fakirin sana yalvarıp yakardığı gibi yalvarıyorum. Zelil ve günahkâr bir kimsenin yakardığı gibi ya-karıyorum. Zarara uğramış, korku içinde olan bir kimsenin çağırışı gibi seni çağırıyorum. Senden korkan, senin azametin önünde zilleti kabul eden, senin için gözlerinden yaşlar akan, senin için yüzünü yerlere sürten kimsenin duasıyla sana dua ediyorum.
Güneş battıktan sonra Müzdelife'ye gitmek için hareket edilmelidir. Öğleden bayram gününün fecr vaktine kadar Arafat'ın herhangibir ye-rinde bir lahza kalan kişi Arafat'ta vakfeye durmuş sayılır. Fakat efdal olan, gündüzle gecenin bir parçasını bir araya getirmektir.
Müzdelife'ye varıldığında akşam ile yatsı namazı kasr edilerek ve cem-i tehir yapılarak yatsı namazıyla birlikte kılınmalıdır. Gece yarısına kadar Müzdelife'de kalmak vacibdir. Gece yansından önce Müzdelife'den ayrılan kişiye, bir kurban kesmesi vacib olur. Şeytan taşlamak için Müzdelife'den taş toplamak sünnettir. Bu taşlar küçük olmalıdır. Sabah namazı Müzdelife'de kılındıktan sonra Meş'ar'ul-Haram'ın yanına gelip vakfe yapılmalıdır. Meş'ar'ul-Hamm Müzdelife'nin sonunda küçük bir dağdır. Burada Allah'a dua edilmelidir. Yapılması güzel olan dualardan biri şudur:
Yârab! Bizi burada vakfe yapmaya muvaffak kıldığın, burayı bize gösterdiğin, bizi hidayete ulaştırdığın gibi, bizi seni zikretmeye de muvaffak kıl. Bizi bağışla, bize merhamet et. Çünkü sen bize "O halde Arafat'tan ayrıldığınızda, Meş'ar-i Haram (Kuzah Dağın)da Allah'ı anın! O'nu^ size nasıl hidayet ettiyse öyle zikredin. Siz, O'nun hidayetinden önce dalâlette olanlardandınız. Sonra siz de insanların Arafat'tan dağıldıkları yoldan dağılın. Allah'tan mağfiret dileyin! Muhakkak Allah, çokça affeden ve rahmeti bol olandır" (Bakara/198-199) diyerek va'dde bulundun. Senin sözün hakkın ta kendisidir.
Meş'ar-i Haram'ın yanında vakfe yapmak sünnettir. İnsanların birbir-lerini tanıyabilecekleri kadar ortalık aydınlandıktan sonra, güneşin doğuşundan sonra Mina'ya varmak üzere yola çıkılmalıdır. Mina'da, Cemretu'l- Akabe 'ye yedi taş atmak vacibdir. Cemretu'l-Akabe Mina'nın batısında ve Mekke'ye açılan yolun tam kenarındadır. Taşlan atarken yüzü cemreye, Mina'yı sağ tarafa, Mekke'yi sol tarafa almak sünnettir. Taş atılırken telbiye yapılmamalıdır. Her taşı atarken 'Allahu ekber, Allahu ek-ber, Allahu ekber, lâ ilahe illallahu vallahu ekber. Allahu ekber ve lillahi'1-hamd' demek sünnettir. Taşların sağ elle atılması ve elin koltuk altı görünecek kadar yukarıya kaldırılması da sünnettir. Kadınlar ise ellerini kaldırmadan taşları atmalıdırlar.
Atılan taşların yerine düşmesi gerekir. Yerine düşmeyen taşlar hesaba katılmaz, onların yerine tekrar atılması gerekir. Beraberinde kurban getiren kişi taşlamadan sonra kurbanını kesmelidir. Sonra saçını kesmeli veya kısaltmalıdır. Erkeklerin, saçlarının tümünü, kadınların ise saçlarının ucunu kesmeleri sünnettir. Saçları kesmek veya kısaltmak haccın rükûnlarından biridir. (Hanefî mezhebinde rükün değildir).
Taşları atıp kurban kesen kişi için birinci tahallül gerçekleşmiş sayılır. Dolayısıyla hanımıyla cinsî münasebette bulunmak hariç, ihramlıya yasak olan şeylerin tümünü yapabilir. Traş olduktan sonra Mekke'ye gidip Kabe'nin etrafında yedi defa dolaşmahdır. Böylece farz tavafı yapmış olur. Tavaf da haccın rükûnlarından biridir, hac ancak bununla tamam-lanır. Bundan sonra da -eğer kudüm tavafından sonra sa'y yapmamışsa-sa'y yapmalıdır.
Taşlamadan, traştan ve tavaftan sonra, ihramlıya haram olan şeylerin tümü -hanımıyla cinsî münasebet de dahil- hacıya helâl olur.
Sonra gecelemek için Mina'ya dönmelidir. Çünkü Mina'da gecelemek vacibdir. Mina'da gecelemeyi terkeden kişi bir kurban kesmek zorun-dadır.
Taşlama vakti güneşin batıya kaymasıyla başlar. Önce birinci cem-reye, sonra ikinci cemreye, sonra da halkın büyük şeytan dediği cem-retu'l-akabe'ye yedişer tane taş atmalıdır. Taşlamada, yukardaki tertibi gö-zetmek vacibdir; yani önce küçük cemreden başlayıp büyük cemreye doğru gitmelidir. Sonra ikinci gece de Mina'da gecelemelidir. Üçüncü gü-nün öğle vakti girdiğinde taşlama vakti başlamış olur. Önce birinci cem-reye, sonra ikinci cemreye, sonra da üçüncü cemreye yedişer taş atılmalıdır.
Bu, teşrik günlerinin ikinci gününün taşlamasıdir. Teşrik günlerinin ikincisinin taşlamasından sonra, güneş batmadan önce Mina'dan çıkıp Mekke'ye gidilebilir ve böylece hac tamamlanmış olur. Ancak teşrik gün-lerinin İkincisinde, güneş batmadan önce Mina sınırlarından çıkmak şartıyla hac tamamlanmış sayılır. Eğer güneş batmadan önce Mina sınırlarından çıkılmazsa, teşrik günlerinin üçüncü günü de taşlama yapılması vacib olur. Öğle vakti girdiğinde bu taşlama yapılıp Mekke'ye inilmelidir.
Memleketine dönmek isteyen kişi veda tavafı yapmalıdır. Veda ta-vafını yapmayan kişinin bir kurban kesmesi gerekir. Hayızlı kadın veda tavafı yapmadığından ötürü kurban kesmek zorunda değildir, Çünkü veda tavafı, hayızlı kadının üzerinden kalkar. Veda tavafı yapan kişi Mekke'de fazla kalırsa, tekrar veda tavafı yapması gerekir. Zemzem suyu içmek sünnet'tir. Zemzem suyu içilirken, her içişte hayrı irade etmek ge-rekir. İçerken kıbleye dönmek de sünnet'tir.
____________________


Kaynak: Büyük Şafii İlmihali, M. Elbuğa, M.Elhin, Ali Eşşerbeci 

Şafii Mezhebi: Çeşitli Hükümler

Hacca bir mahremini de götüren kadın onun masraflarını da verme-lidir. Ancak mahremi olan 'Ücret mukabili olarak seninle beraber gelirim' derse, kadının da onun ücretini vermeye gücü yetiyorsa vermelidir. Fakat kadının bu ücreti vermeye gücü yetmiyorsa,hacca gitmeye de gücü yetmiyor demektir. Bu durumda da hac kendisine vacib olmaz.
İki gözü kör olan bir kimseyi hacca götüren kişinin durumu da mah-remi tarafından hacca götürülen kadının durumu gibidir. Eğer kör olan kişi, ücret verebilecek durumda ise onun ücretini vermek kendisine vacib olur. Eğer ücret verebilecek durumda değilse, kendisi yerine haccedecek bir kimseyi göndermesi vacibdir. Eğer normal bir ücretle yerine haccedecek birini bulamaz, fazlasını verecek durumda da olmazsa, hac farizası üzerinden kalkar. Kendisini hacca götürecek kişinin ücretini oğlu veya başkası verecek olursa, o parayı kabul etmek mecburiyetinde değildir. Ancak oğlu veya bir başkası, onun yerine hacca gitmeyi teklif ederse, bu teklifi kabul etmesi farzdır.
Eğer hacılar, yanlışlıkla dokuzuncu gün yerine onuncu günde Arafat'ta vakfeye dururlarsa, o vakfe yeterli olur. Onların bu haccı kaza etmeleri farz değildir. Çünkü Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Arefe günü, halkın Arefeye çıktığı gündür.
Hayız gören bir kadın, veda tavafı yapmadan Mekke'den çıkıp gide-bilir. Nitekim İbn Abbas'tan şöyle rivayet edilmiştir: 'Hacıların en son Kabe'yi ziyaret edip gitmeleri emredilmiştir. Fakat hayızlı kadın bundan müstesnadır'.
İhramlı bir kimsenin av avlaması haram olduğu gibi, harem sınırlan içindeki bitkileri koparması da haramdır. Bir bitki koparıldığında fidye verilmesi gerekir. Büyük bir ağaç kesen kimsenin, bir deve kurban etmesi gerekir. Küçük bir ağaç kesen kimsenin bir koyun kurban etmesi gerekir. Ot koparan kişinin de ceza olarak sadaka vermesi gerekir.
Harem'in hayvanlarını avlamak haram olduğu gibi Medine'deki ha-rem'in hayvanlanm da avlamak haramdır. Ancak Medine hareminde bu-lunan hayvanların tazminatı yoktur.
Çocuk hac yaptığında, haccı sahih olur. Fakat farz olan hac yerine geçmez. Baliğ olduğunda yeniden hac yapması farzdır.
_____________________


Kaynak: Büyük Şafii İlmihali, M. Elbuğa, M.Elhin, Ali Eşşerbeci

Şafii Mezhebi: Haccin Hükmü ve Delili


Hac, müslü mani arın ittifakıyla farzdır. İslâm'ın rükûnl arından biridir. Müslümanlardan hiç kimse buna muhalefet etmemiştir. Delili de Kur'an, Sünnet ve İcma'dır.
Şüphesiz ki insanlar için ilk kurulan ev, Mekke'deki mübarek ve âlemler için hidayet vesilesi olan Kabe'dir. Orada apaçık alâmetler vardır, İbrahim'in makamı vardır. Kim oraya girerse emin olur. Oraya (gitmeye) yol bulabilen kimseye Allah için Kabe'yi ziyaret etmek farzdır. Kim nankörlük eder (de imkânı olduğu halde haccetmez)se (bilsin ki) Allah âlemlerden müstağnidir. (Âlu İmran/96-97)
Sünnet'ten delili ise Hz. Peygamber'in şu sözüdür.-
İslâm beş şey üzerine bina edilmiştir: Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın rasûlü olduğuna şehadet etmek,Namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan orucunu tutmak ve Kabe'yi haccet-mek.Buharî ve Müslim, (Ebu Hüreyre'den)

İcma'ya gelince, müslümanlarm tümü haccin farziyetinde ittifak etmişlerdir. Onlardan hiç kimse haccin farz olmadığını söylememiştir. Bu yüzden haccin farziyetini inkâr eden kimsenin kâfir olduğuna hükme-dilmiştir. Çünkü bu Kitab, Sünnet ve İcma ile sabit olan bir hükmü inkâr etmektir.

Kaynak: Büyük Şafii İlmihali, M. Elbuğa, M.Elhin, Ali Eşşerbeci