25 Temmuz 2013 Perşembe

CENNET VE CEHENNEMİN İSİMLERİ VE ANLAMLARI

CENNET VE CEHENNEMİN İSİMLERİ VE ANLAMLARI

a)Cennetin isimleri ve Anlamları:Kur’ân-ı Kerim’de cennet için çeşitli isimler kullanılmıştır: adn cenneti, firdevs cenneti, naim cenneti, dâru’l-huld (ebedilik yurdu), dâru’s-selâm (esenlik yurdu), dâru’l-mukame (ebedî durulacak yer) ve makâm-ı emîn (güvenilir makam). Cennette; bakanlara hoş görünen, içenlere zevk veren nehirler ve sular, süzme baldan ırmaklar (Muhammed, 47/15), tatlı su pınarları (insan, 76/18), sarhoş etmeyen, içenlere zevk veren ve bembeyaz bir kaynaktan çıkan içkiler (sâffât, 37/45-47), çeşitli meyveler, hurmalar, nar ağaçları (Rahmân, 55/60), bağlar (Nebe, 78/32), sedir ağaçları ve salkımlı muz ağaçları (Vâkı’a, 56/28-29), ince ve kalın ipek elbiseler (Kehf, 18/31; İnsan, 76/21), altın süsler (Kehf, 18/21, Hac, 22/23; Fâtır, 35/33), güzel meskenler, hiçbir yorgunluk ve zahmet vermeyen (Hicr, 15/47-48), boş ve yalan söz işitilmeyen sonsuz nimet ve güzellikler (Nebe, 78/35) bulunduğu Kur’ân’da bildirilmektedir.

b)Cehennemin İsimleri ve Anlamları:Sözlükte “derin kuyu” anlamına gelen cehennem, dinî literatürde dünya hayatında îmân etmeyenlerin sürekli olarak, îmân ettiği halde sâlih amel işlemeyen kimselerin de günahları ölçüsünde, cezalandırılmak üzere kalacakları ceza ve azap yeridir. Kur’ân-ı Kerim’de Cehennem için yedi isim kullanılmıştır: Cehennem (derin kuyu), nâr (ateş), cahîm, (alevleri kat kat yükselen ateş), hâviye (düşenlerin çoğunun bir daha geri dönemediği uçurum, yer), saîr (çılgın ateş), lezâ (dumansız ve katıksız alev), sakar (ateş), hutame (obur ve kızgın ateş). Bunlardan Kur’ân’da en çok geçeni cehennem kavramıdır. Âlimlere göre, Kur’ân-ı Kerim’de birçok âyette cehennem hayatıyla alakalı olarak geçen acı, ıstırap, azap, ateş vb. şeyler bu dünyadakilere benzetilemez. Bunların içyüzünü insanların bilmesi mümkün değildir. Ehl-i Sünnet inancına göre Kur’-ân-ı Kerim’de geçmiş zaman kipiyle ifâde edilen “cehennem kâfirler için hazırlandı” (Bakara, 2/24; Âl-i İmrân, 3/131) cümlesi, cehennemin şu anda var ve yaratılmış olduğunu gösterir. Haşrin ve cehennemdeki azabın cismanî değil de ruhanî olacağını iddia eden İslâm filozoflarına karşı, Ehl-i Sünnet âlimleri, bazı Kur’ân âyetlerine dayanarak (Nisâ, 4/56) Cehennem azabının hem ruhanî hem de cismanî olacağını ifade etmişlerdir. Ayrıca Ehl-i Sünnet kelâmcıları “…Orada ebedî kalıcıdırlar.” (Nisâ, 4/169; Ahzâb, 33/65) mealindeki âyetlere dayanarak, cehennem hayatının sonsuz olduğu fikrini benimsemiş, bunun aksini savunan Cehmiyyeyi bid’atçı olarak nitelendirmişlerdir.

Kaynak:DİB,Kavramlar Sözlüğü

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder